Türkiye, bölgedeki agresif politikaları nedeniyle hava sahasını İsrail’e kapalı tutmaya devam ediyor.

Türkiye, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Azerbaycan ziyareti için hava sahasını açtığına dair sosyal medyada yayılan iddiaları sert bir şekilde yalanladı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), “Türkiye, Netanyahu’nun uçağı için hava sahasını açtı” iddialarının asılsız olduğunu açıklarken, İsrail’in Gazze’deki soykırım politikalarına karşı hava sahası kısıtlamasının kararlılıkla devam ettiğini vurguladı. İsrail medyası Walla’nın, Netanyahu’nun Azerbaycan ziyaretinin Türkiye’nin hava sahasını kapatması nedeniyle iptal edildiğini duyurması, Ankara’nın Filistin davasındaki net duruşunu bir kez daha gözler önüne serdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 8 Mayıs 2025’te Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile görüşmek üzere beş (5) günlük bir ziyaret için Bakü’ye gitmeyi planlıyordu. Ancak, İsrail’in devlet uçağı “Zion’un Kanadı” (Wing of Zion) için Türkiye hava sahasından geçiş izni talebi, Ankara tarafından reddedildi. İsrail tarafı, Yunanistan ve Bulgaristan üzerinden alternatif bir güzergâh arayışına girse de, uçuş süresinin iki katına çıkması nedeniyle bu seçenekten vazgeçildi. Sonuç: Netanyahu’nun ziyareti iptal edildi. Azerbaycan medyası da bu iptali doğruladı ve Netanyahu’nun Aliyev’e teşekkür mesajı gönderdiğini bildirdi.

Olay, Türkiye’nin İsrail’e hava sahasını kapatma kararının ilk uygulaması değil. Kasım 2024’te, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Azerbaycan’daki Birleşmiş Milletler COP29 İklim Konferansı’na katılımı da benzer bir nedenle iptal edilmişti. Resmi olarak “güvenlik endişeleri” gerekçe gösterilse de, gerçek sebep, Türkiye’nin İsrail uçağına hava sahasını açmamasıydı. Herzog’un ziyareti son anda iptal edilirken, Türkiye’nin bu tutumu uluslararası medyada geniş yankı bulmuştu. Netanyahu’nun iptal edilen son ziyareti, bu politikanın tutarlı bir şekilde devam ettiğini gözler önüne seriyor.

Türkiye'nin İlkeli Duruşu

İsrail’in Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü saldırılar, on binlerce sivilin ölümüne, milyonlarcasının yerinden edilmesine ve bölgede eşi benzeri görülmemiş bir insani krize yol açtı. İsrail Güvenlik Kabinesi’nin 4 Mayıs 2025’te onayladığı “Gazze’nin tamamen ele geçirilmesi” planı, sivil halkın güneye sürülmesi ve Hamas’ın yok edilmesi gibi hedeflerle, bu kriz daha da derinleşti. İsrail'in Gazze halkı üzerinde "açlığı silah olarak kullanması", sistematik olarak sivilleri hedef alması ve insani yardımları engellemesi karşısında Türkiye, bu politikaları “soykırım” olarak nitelendirerek, uluslararası toplumda Filistin davasının en güçlü savunucularından biri konumuna yerleşti.

Netanyahu’nun Azerbaycan ziyaretinin iptali, Türkiye’nin bu duruşunu somut bir eyleme dönüştürdüğünü gösterir nitelikte. Türkiye adeta "barış istiyorsan savaştan uzak duracaksın" mesajı veriyor. Aksi takdirde İsrail'in aldığı her kararın karşısında duracağını belirtiyor. Ankara, İsrail’in Gazze’deki eylemlerine karşı sadece diplomatik kınamalarla yetinmiyor; ihracat kısıtlamasının yanında "hava sahasını kapatma" gibi stratejik bir aracı kullanarak İsrail’e karşı fiili bir yaptırım uyguluyor. Nitekim, Türkiye coğrafi avantajını bu gibi caydırıcı hususlar üzerinde kullanacağını vurguluyor. Bu noktada Türkiye’nin bölgesel aktörlere ve dünya kamuoyuna verdiği net bir mesaj var: “Gazze’deki katliamlar devam ettiği sürece İsrail ile normalleşme mümkün değil.” Aynı zamanda, dünya kamuoyuna da bir çağrı: Filistin halkının haklı mücadelesi, sadece sözde değil, gösterilecek en küçük bir tepkiyle bile desteklenmeli.

Azerbaycan’ın Arabuluculuk Çabaları

10 Nisan 2025 tarihinde İsrail ve Türkiye yetkilileri Bakü'de "Suriye'de gerilimi azaltmak amacıyla" bir araya gelmişlerdi. Taraflardan diyaloğun sürdürülmesi ve iletişimde kalınması çağrısı ardından ikinci bir görüşme beklendi, ancak gelmedi. Suriye'de bir 'çatışmasızlık hattı' kurulması için Bakü'nün takdire şayan girişimleri, Suriye'de Dürzilerin kışkırtılması ve İsrail'in müdahalesiyle baltalandı. İsrail'in Bakü ziyaretine Türkiye'nin "kapıyı kapatması" ile de görüşmeler bir süre daha ertelenecek gibi görünüyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, her iki ülkeyle yakın ilişkilerini kullanarak gerilimi azaltmayı hedeflese de, İsrail'in Gazze ve Suriye'de yayılmacı politikası ve Türkiye’nin hava sahasını kapatma kararı Bakü’nün bu rolünü zora sokacak nitelikte. Azerbaycan’ın Türkiye ile derin tarihi ve kültürel bağları, aynı zamanda İsrail ile enerji ve savunma alanındaki stratejik ortaklığı, ülkeyi hassas bir terazi üzerinde tutuyor. Ancak Türkiye’nin kararlı tutumu, Azerbaycan’ın arabuluculuk çabalarının sınırlarını da ortaya koydu.

Bakü’ye Planlanan 5 Günlük Ziyaretin Garipliği

Ziyaretin iptal edilmesi ve gerekçeleri tartışılırken İsrail Başbakanının bir taraftan Suriye’yi, diğer taraftan Gazze’yi bombaladığı; ve ülkesine de Husiler başta olmak üzere zaman zaman çeşitli kesimlerden füzelerin fırlatıldığı bir süreçte Bakü ziyaretini beş (5) gün sürdürmeyi planlaması tüm çevrelerde, özellikle de Azerbaycan’ın diplomatik çevrelerinde şaşkınlığa sebep oldu. Zira Tel Aviv’den gelen beş günlük ziyaret talebi Azerbaycan tarafınca planlanmamış ve hatta bu beş gün içerisinde Azerbaycan Cumhurbaşkanının 9 Mayıs’ta II. Dünya Savaşı zafer yıl dönümü kutlamalarına katılmak için Moskova’ya gideceği de İsrail tarafına bildirilmişti. Buna rağmen Tel Aviv yönetiminin beş günlük ziyaret ısrarı garip karşılanmıştı. Neyse ki, bu ziyaretin iptal edilmesi bu garabeti de ortadan kaldırmış oldu.

İsrail Medyasının Tepkisi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 8 Mayıs'ta Azerbaycan'a yapacağı ziyaret, Gazze Şeridi ve Suriye'deki gelişmeler dolayısıyla ertelendi. İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, Netanyahu'nun Azerbaycan'a daha sonra gideceği belirtildi. Bakü'ye ziyaretin, Gazze Şeridi ve Suriye'deki gelişmeler ile yoğun diplomatik ve güvenlik programı nedeniyle ertelendiği ifade edildi.

İsrail medyası Walla ise, Netanyahu’nun ziyaretinin iptalini “Türkiye’nin hava sahasını kapatma kararı” başlığıyla duyurdu. Olay, İsrail kamuoyunda Türkiye’ye karşı öfkeyi körüklerken, aynı zamanda Netanyahu hükümetinin sistematik katliamları sonucu diplomatik izolasyonunu gözler önüne serdi. Ancak bu olay, sadece bir ziyaretin iptaliyle sınırlı kalmayacak kadar derin etkilere sahip.

Türkiye’nin tutumu, Arap dünyasında ve Müslüman ülkelerde takdirle karşılanırken, İsrail’in bölgedeki yalnızlığını giderek artıracak nitelikte. Mısır, Ürdün ve Katar gibi ülkeler, İsrail’in Gazze politikalarına karşı sert eleştiriler yöneltirken, Türkiye’nin hava sahası hamlesi, bu ülkeler için bir dayanışma örneği teşkil ediyor.