Sabahattin Ali, Türk edebiyatında derin izler bırakmış önemli bir Türk aydınıdır. Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını “toplumcu gerçekçi” bakış açısıyla etkileyen Ali, birden fazla edebi türde eser veren istisnai isimlerdendir. Günümüzde en çok okunanlar listesinden düşmeyen yazar, “Kürk Mantolu Madonna”, “Kuyucaklı Yusuf” gibi eserleriyle popülerliğini korumaya devam ediyor.
Sabahattin Ali’nin Hayatı
25 Şubat 1907 tarihinde günümüzde Bulgaristan’a bağlı olan Eğridere şehrinde dünyaya geldi. Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etmesiyle ailesiyle birlikte Balıkesir’e yerleşti. İlk, orta ve lise öğrenimini Balıkesir’de tamamlayan Ali, ilk edebi çalışmalarını da bu kentin yerel dergilerinde yayımladı.
Üniversite eğitimi için Balıkesir Muallim Mektebi’ne kaydolan Ali, burada aradığı ortamı bulamadı ve naklini İstanbul’a aldırdı. Bu dönemde edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem’in desteklemesi ve ön olmasıyla yazılarını dönemin önemli edebiyat dergileri olan “Çağlayan” ve “Akbaba” dergilerine iletti. Yayımlanan yazılarıyla popülerlik kazanan yazar, 1927 yılında okulunu bitirerek öğretmenliğe başladı. Bu dönemde edebi çalışmalarını aralıksız sürdürürken, siyasi faaliyetlerde de bulundu.
Sabahattin Ali Atatürk'e Hakaret Etti mi?
Sabahattin Ali öğretmenlik yıllarında çok sayıda soruşturmanın konusu edildi. “Memleketten haberler” isimli şiiriyle, Atatürk ve İsmet İnönü hakkında kötü sözler sarf ettiği gerekçesiyle ciddi bir kovuşturma geçirdi. Ali, yaşadığı süreçten kurtulmak için Atatürk’ü öven başka bir şiir yazdı. Ancak bu çabası cezaevine girmesine engel olmadı. 22 Aralık 1932 günü devlet büyüklerini yerdiği gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Cezaevine gönderilmesinin ardından memurluktan kaydı silinen Sabahattin Ali, hayatında derin izler bırakacak Sinop Cezaevine nakledildi. Burada edebi çalışmalarını arttırdı. Cezaevinde yapmış olduğu gözlemleri “Bir şaka”, “Kanal”, “Çaydanlık” gibi öykülerinde kullandı. Cumhuriyetin onuncu kuruluş yıldönümü için yayınlanan genel aftan yararlanarak serbest kaldı. Serbest kalmasının ardından Atatürk’ün kendisi affetmesiyle kaybettiği memur hayatına geri döndü.
Edebi Çalışmaları ve Görüşü
Edebiyatımızdaki önemli isimlerle dostluk kuran Sabahattin Ali, öykülerinde ve romanlarında toplumcu gerçekçi bir tema işledi. Sosyal hayatta yer alan insanları, kendi görüşleri etrafında anlam yükleyerek değerlendirdi. Sosyalist dünya görüşünü benimsemesi nedeniyle döneminin önemli sosyalist yazarlarıyla ilişkilerini geliştirdi.
Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la beraber dönemin en çok okunan mizah dergisi Markopaşa’yı çıkardı. Sürekli kapatmalarla karşı karşıya kalan dergi, Malum Paşa, Merhum Paşa, Ali Baba gibi isimlerle yayım hayatını sürdürmeye çalışsa da başarı olamadı. Ancak Sabahattin Ali’nin dergide yazdığı yazılar yaşamını tehdit eder bir hale geldi.
Sabahattin Ali'yi Kim Öldürdü?
Yaşadığı baskılara dayanamayarak Avrupa’ya gitmek isteyen Sabahattin Ali, çıktığı yolculukta bilinmeyen bir nedenle 1948 yılında öldürüldü. Yurt dışına çıkmak üzereyken başının arkasına yediği bir darbe sonucu öldüğü iddia edildi. Sosyalist düşünce insanları tarafından Sabahattin Ali’nin ölümü Türk tarihindeki politik cinayetlerden biri olarak değerlendirildi. Ali’nin öldürülmesi uzun yıllar tartışıldı. Özellikle Türkiye İşçi Partisi milletvekili Çetin Altan, ölümünün aydınlatılması için yoğun çaba sarf etti.
Sabahattin Ali'nin En Önemli Eserleri
Sabahattin Ali, 41 yıllık yaşamına çok sayıda kitap sığdırdı.
- Kuyucaklı Yusuf,
- İçimizdeki Şeytan
- Kürk Mantolu Madonna
- Değirmen
- Kağnı
- Dağlar ve Rüzgar isimli kitaplarıyla dikkat çekti.
Şiirleriyle de birçok vatandaşın hafızasına kazındı.
İdeolojik Tartışmalar
Sabahattin Ali, sosyalist ve toplumcu gerçekçi görüşleri benimsemesine rağmen hem sağ hem de sol tarafından yoğun eleştirilere maruz kaldı. Bu durumda Sabahattin Ali’nin tutarsız tavrının etkisi de oldu. Sabahattin Ali, önceleri Atatürk’e muhalif davranışlarda bulunurken sonraları Atatürk’ü öven bir şiir yazdı. Ardından kendisine yöneltilen “sosyalist, komünist” eleştirilerini baskılamak için sosyalizme dönük eleştiriler barındıran “Esirler” adlı oyununu yayımladı. Bu tavırları dönemin sosyalist yazarlarını rahatsız etti.
TKP üyesi olduğu bilinen Ali, Türk milliyetçisi yazarlarla da tartıştı. Özellikle Nihal Atsız ile giriştiği mücadele günümüzde hala tartışılan konulardan biridir. “İçimizdeki Şeytan” isimli eserinde Atsız ve Türk milliyetçilerini hedef alan Ali, Turancılar tarafından yoğun eleştirilere maruz kalmıştır.
Ancak tüm yaşananlara rağmen Sabahattin Ali, gündelik tavırlar almayı bırakmamıştır.
3 Mayıs Türkçülük Günü İle Bağlantısı Nedir?
Nihal Atsız’ın, dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu’na yazdığı açık mektupta Sabahattin Ali’ye Sovyet casusu ve vatan haini demesiyle başlayan tartışma mahkemeye taşınmıştı. Ali’nin Atsız’dan şikayetçi olmasıyla açılan davada Nihal Atsız’ın hüküm giymesi Türkçü kamuoyunda yoğun itirazlara sebebiyet vermişti. Daha sonra Türkçülere karşı giderek artan baskılara yönelik yükselen bir tepki olarak, Atsız ve Ali arasındaki sürecin başladığı 3 Mayıs günü “Türkçülük günü” olarak ilan edilmiştir.