Dünya edebiyatında kültleşen eserler, insanlar tarafından ilgiyle okunuyor. Yüzüncü Ad - Baldassare'nin Yolculuğu'da o kitaplardan biri. Lübnanlı yazar, Amin Maaoluf'un ustalık eserlerinden biri olan kitap, çok boyutlu yapısıyla okuyucuların merakını cezbetmeye devam ediyor.

Yüzüncü Ad'ın konusu ne?

Yüzüncü Ad, semavi dinler geleneğinde Tanrı'nın gizlediğine inanılan yüzüncü adın peşine düşen bir karakteri konu ediniyor. Orta doğu coğrafyasındaki yaygın inançlara göre, bu adı bilen birinin yaşamdaki tüm isteklerini Tanrı karşılıyor. Bu isimle edilen dualar asla geri çevrilmiyor.

Doğulu bir tüccar olan Baldassare Embriaco, 1665 yılının sonlarında Tanrı'nın yüzüncü adını keşfedebilmek için uzun bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta aklında onlarca soru vardır. Kadim Orta doğu halklarının gündelik yaşamları, inançları ve onlara yükledikleri anlam başta olmak üzere, ticaretle kurdukları bağda Baldassare'nin merakını tetikler. Baldassare, uzun yıllar boyunca soyunun yaşadığı Lübnan'da Tanrı'nın yüzüncü adını bulmak için araştırmalara başlar. Ancak ertesi yıl İncil'e göre "Canavarın yılıdır". Baldassare, canavar yılına girmeden önce ismi keşfetmeyi kafasına koyar. Çünkü Baldassare ve dünyayı kurtaracak tek şey, Tanrı'nın yüzüncü adıdır. Zamanın sonunun gelmemesi için Baldassare'in başka bir şansı yoktur. Bu durum, Baldassare'i derinlemesine sarsacak bir yolculuğun başlangıcı olur.

Tüccar bu yolculuğunda Anadolu toprakları başta olmak üzere pek çok yeri gezer. Mevlevi dervişhanelerinde bulunur, Mevlana'nın öğütlerini dinler, Konya'yı gezer. Tanrı'nın yüzüncü adının bulunabileceği her ortama girer ve orada farklı inançların yapılarını kavrar. Baldassare yolculuğu boyunca, aşk, korku, şaşkınlık, düş kırıklığı, umut, aldanma gibi pek çok hissi bir arada yaşar.

Sevincin ve mutluluğun tek kaynağının aşk olduğunda karar kılar.

Yüzüncü Ad neden sevildi?

Yüzüncü Ad, yayımlandığı dönemde Avrupa ve Türkiye'yi derinden etkiledi. Avrupalılar, romanın hikayesi içinde kendi tarihlerine Doğululara ait bir bakış açısıyla yorumlandığını fark ettiler. Levant kültürünün önemli miraslarını roman aracılığıyla tanıdılar. Ayrıca Hristiyanlığın doğduğu toprakların ruh köklerinde yer alan anlatıları öğrendiler. Dönemin sosyo - politik ilişkilerinin de romanda işlenmesi Avrupalıları etkileyen başka bir yan oldu.

Türkler ise Konya başta olmak üzere Anadolu'ya ait kültür parçalarının yer alması nedeniyle romanı benimsediler. Amin Maaoluf'un Osmanlı İmparatorluğuna yönelik yaptığı çıkarımlar, olumlu olduğu için tarihlerinden bir parça buldular. Osmanlı İmparatorluğunun doruk noktasını, Osmanlı sınırları içinde doğmuş bir tüccarın ağzından öğrendiler.

Nurullah Ataç, Metin Eloğlu hakkında neler söyledi?
Nurullah Ataç, Metin Eloğlu hakkında neler söyledi?
İçeriği Görüntüle

Amin Maaoluf'un Tarzı

Amin Maaoluf, romanlarını gizem üzerine tasarlayan bir yazardır. Maaoluf'un romanlarında merak ana unsurdur. Karakterler sürekli bir mücadele içindedir. Her olayın içinde de başka bir dünyaya tanık olurlar. Yazarın bu tarzı insanların ilgisini çeker. Dünyada kırktan fazla dile eserleri çevrilen yazarın esas gücü de, kalem diliyle beraber taşıdığı gizemden ve doğru bilgiler sunan anlatılarından gelir.

Muhabir: Halil Yiğit Gök