Yunanistan’ın aşırı sağ çizgideki “Akılın Sesi” partisi lideri ve Avrupa Parlamentosu üyesi Afroditi Latinopoulou, 7 Mayıs 2025’te Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada Türkiye’yi sert sözlerle hedef aldı. Latinopoulou, Türkiye’yi “Avrupa Birliği’nin düşmanı” olarak nitelendirerek, Yunanistan’ın egemenlik haklarını kullanması durumunda Türkiye’nin “casus belli” (savaş sebebi) tehdidinde bulunduğunu iddia etti. Ayrıca, Türkiye’yi “Avrupa Birliği üyesi Kıbrıs’ın yarısını çalmak ve katletmekle” suçladı. Bu açıklamalar, sosyal medyada ve Türk kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki gerginliği bir kez daha gözler önüne serdi. İşte Latinopoulou’nun tartışma yaratan sözlerinin detayları ve bağlamı!
Latinopoulou’nun Suçlamaları
Avrupa Parlamentosu’nda konuşan Afroditi Latinopoulou, Türkiye’yi doğrudan hedef alarak şu ifadeleri kullandı: “Avrupa Birliği’nin düşmanından bahsettiğinizi unutuyorsunuz. Yunanistan’ı egemenlik haklarını kullanması halinde ‘casus belli’ ile tehdit eden Türkiye, hatta AB üyesi olan Kıbrıs’ın yarısını çalan ve katleden bir ülke.” Latinopoulou, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine de karşı çıkarak, “Bazıları Türkiye’ye sürekli AB kapısını açmaya çalışıyor. Biz buna asla izin vermeyeceğiz,” dedi. Konuşmasında, Türkiye’yi “Yunanistan ve Kıbrıs’ın düşmanı” olarak tanımlayan Latinopoulou, AB’yi Türkiye’ye karşı daha sert bir tutum almaya çağırdı.
Casus Belli ve Ege Denizi Gerginliği
Latinopoulou’nun “casus belli” ifadesi, Türkiye’nin 1995 yılında TBMM’de aldığı karara atıfta bulunuyor. Bu kararla, Yunanistan’ın Ege Denizi’nde karasularını 6 milden 12 mile çıkarması durumunda, Türkiye bunun savaş nedeni (casus belli) sayılacağını ilan etmişti. Türkiye, Ege’nin özel coğrafi yapısı nedeniyle bu genişlemenin kendi deniz erişimini kısıtlayacağını ve adil olmadığını savunuyor. Yunanistan ise, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) dayanarak karasularını 12 mile çıkarma hakkının egemenlik yetkisi olduğunu öne sürüyor. Latinopoulou’nun bu konuyu gündeme getirmesi, Ege’deki karasuları ve kıta sahanlığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Kıbrıs Suçlaması ve Tarihi Bağlam
Latinopoulou’nun “Kıbrıs’ın yarısını çalma ve katletme” suçlaması, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na işaret ediyor. 15 Temmuz 1974’te Yunanistan’daki askeri cunta destekli milliyetçi Rumların, Enosis (Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşmesi) hedefiyle darbe yapması üzerine, Türkiye, garantör devlet sıfatıyla 20 Temmuz 1974’te adaya askerî harekât düzenledi. Harekât, adanın kuzeyinde Türk yönetiminde bir düzenin kurulmasıyla sonuçlandı ve 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi. Türkiye, harekâtın Kıbrıs Türklerini koruma amacı taşıdığını ve uluslararası anlaşmalara dayandığını savunurken, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (Kıbrıs Cumhuriyeti), bunu “işgal” olarak nitelendiriyor. Latinopoulou’nun “katletme” iddiası, bu tarihi olaya dair Rum anlatısını yansıtıyor.
Yunanistan’ın İç Siyaseti ve Latinopoulou’nun Rolü
Afroditi Latinopoulou, Yunanistan’da milliyetçi ve aşırı sağ bir çizgide siyaset yapan bir figür. “Akılın Sesi” partisi, anti-göçmen ve AB karşıtı söylemleriyle biliniyor. Latinopoulou’nun Türkiye’ye yönelik sert çıkışları, Yunan iç siyasetinde milliyetçi tabanı konsolide etme çabası olarak görülüyor. Ancak, Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis’in son yıllarda Türkiye ile diyalog ve normalleşme çabalarına ağırlık verdiği düşünüldüğünde, Latinopoulou’nun söylemi, hükümetin resmi politikasıyla çelişiyor.
AB ve Kıbrıs Bağlamı
Latinopoulou’nun “AB üyesi Kıbrıs” vurgusu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 2004’te AB’ye tam üye olmasını işaret ediyor. Ancak, AB’nin Kıbrıs’ı ada bütünüyle temsil eden bir devlet olarak tanıması, Türkiye ve KKTC tarafından eleştiriliyor. Türkiye, Kıbrıs Türklerinin haklarının göz ardı edildiğini ve 2004 Annan Planı’nın Rumlar tarafından reddedilmesiyle birleşme fırsatının kaçırıldığını savunuyor. Latinopoulou’nun konuşması, AB içinde Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın Türkiye’ye karşı ortak bir cephe oluşturma çabalarını yansıtıyor. Buna karşın, AB’nin Türkiye ile ilişkileri, göç, enerji ve güvenlik gibi konularda iş birliği ihtiyacı nedeniyle karmaşık bir dengede ilerliyor.
Türkiye-Yunanistan İlişkilerinde Güncel Durum
Türkiye ve Yunanistan, 2021’den bu yana istişari görüşmelerle Ege Denizi, kıta sahanlığı ve Kıbrıs gibi konularda diyalog yürütüyor. Ancak, casus belli, Yunan adalarının silahsızlandırılması ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları gibi meseleler çözümsüz kalmaya devam ediyor. Türkiye, Yunanistan’ın Ege’deki adaları silahlandırmasını Lozan ve Paris Antlaşmaları’na aykırı bulurken, Yunanistan, Türkiye’nin Mavi Vatan doktrini ve Libya ile deniz yetki anlaşmasını “saldırgan” olarak nitelendiriyor. Latinopoulou’nun açıklamaları, bu hassas dönemde gerilimi tırmandırma potansiyeli taşıyor.