Papa Francis’in vefatının ardından Katolik dünyasında yeni bir dönem başladı.
Vatikan’da gerçekleştirilen seçim sonucunda, ABD'li Robert Prevost, Katolik Kilisesi’nin yeni ruhani lideri olarak seçildi. Prevost, Papalık görevine 14. Leo adıyla başladı ve resmen Vatikan’ın başına geçti.
Develi'den Arjantin'e Göç Etmiş
Katolik Kilisesi’nin yeni ruhani lideri Papa 14. Leo hakkında dikkat çeken bir iddia gündeme geldi. İddiaya göre, Papa’nın büyük dedesi Setrak Parsehyan, 1915’li yıllarda Kayseri’nin Develi ilçesinden Arjantin’e göç etti.
Katolik dünyasının yeni lideri Papa 14. Leo’nun kökenine dair ortaya atılan Kayseri bağlantısı iddiası, Develi’de şaşkınlık yarattı. Aile geçmişinin bu Anadolu ilçesine uzandığı yönündeki haberler, ilçe halkı arasında merak uyandır.
Dedeleri Bu Mahallede Yaşamış
Develi ilçesindeki eski Ermeni evlerinin bulunduğu Reşadiye Mahallesi'nin Muhtarı Yusuf Çelik, konuyla ilgili, "Biz de Papa'nın Develili olduğunu sosyal medyadan öğrendik ve şaşırdık. Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri 14. Leo'nun dedelerinin bu mahallede yaşadığı söyleniyor. Biz de "hayırlısı olsun" diyoruz" şeklinde konuştu.
Kayseri, Develi'nin Ermeni Geçmişi: Haçin Olayı Nedir?
20. yüzyılın başlarında Develi ve çevresi, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yaşanan Ermeni meselesiyle birlikte tarihsel açıdan önemli gelişmelere sahne olmuştur. 1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından, Rusya'nın teşvik ve desteğiyle kurulan bazı Ermeni cemiyet ve komiteleri, Osmanlı Devleti’ni içeriden zayıflatmak amacıyla faaliyet göstermeye başlamıştır. Anadolu’daki bu faaliyetlerin merkezlerinden biri de coğrafi konumu nedeniyle Develi olmuştur. Hem Doğu hem de Güney Anadolu’ya yakınlığı, Develi’yi stratejik bir merkez haline getirmiştir.
Hınçak ve Taşnak gibi Ermeni ihtilal komiteleri, ileride Türklerle yaşanabilecek çatışmalarda kullanılmak üzere bombaların üretimi için Develi’yi uygun bir merkez olarak seçmişlerdir. Bu kapsamda, bir süreliğine Amerika’ya gönderilen Kevork Elekçıyan adlı Develi Ermenisi, 1913 yılında geri dönerek Everek’te bir bomba imalathanesi kurmuştur. Ancak üretim sırasında yaşanan bir patlama sonucunda Kevork’un yaralanması, olayın Kayseri'de duyulmasına neden olmuştur. Ardından Ermeni evlerinde yapılan aramalarda çok sayıda bomba ve patlayıcı yapımında kullanılan ekipmanlar ele geçirilmiştir. Ancak birçok bomba, önceden tahmin edilen aramalardan korunmak için evlerin gizli bölmelerine saklanmıştır.
Bu dönemde Ermeniler, Fransız işgal güçleriyle iş birliği içindeydi. Fransızların Develi’nin 20 kilometre yakınına kadar ilerleyip Zamantı Suyu’nu sınır olarak ilan etmeleri, Mustafa Kemal Paşa’nın dikkatini çekmiş ve bu gelişme üzerine Kılıç Ali Bey, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Temsilcisi olarak Develi’ye gönderilmiştir. Kılıç Ali Bey, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararları halka anlatmış ve Mustafa Kemal’in bölgeye büyük bir askeri güç göndereceğini bildirerek destek talebinde bulunmuştur.
Develi Kaymakamı’nın da desteğiyle halk, Ermenilere karşı örgütlenmeye başlamıştır. Bu sırada Haçin’de yedi Develili'nin Ermeniler tarafından katledilmesi üzerine Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, daha fazla beklemenin riskli olacağı gerekçesiyle Kilikya Kuva-yı Milliye Komutanı Doğan Bey’in harekete geçmesine karar vermiştir. Gerekli asker ve mühimmatın temin edilmesinin ardından 6 Nisan 1920 tarihinde Haçin’e taarruz emri verilmiştir.
Kayseri İntikam Alayı’nın da bölgeye gelmesiyle birlikte Haçin kontrol altına alınmış, sağ kalan Ermeni siviller Develi’ye getirilmiş ve güvenlikleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından sağlanmıştır. Bu uygulama, bölgede yaşanan gerginliğe rağmen sivil halkın korunması açısından dikkat çekici bir gelişme olmuştur.
Develi’de yalnızca Ermeniler değil, Rum azınlıklar da yaşamaktaydı. Ancak Rumlar, bu süreçte Türkleri desteklemişlerdir. 1920 yılında yapılan nüfus mübadelesiyle Develi’deki Rum nüfus, Trakya Türkleri ile değiştirilmiş, Ermeni nüfus ise Halep, Suriye ve Şam gibi bölgelere gönderilmiştir.
