İstanbul'da 2018'de akciğer nakliyle hayata tutunan 37 yaşındaki Ayfer Sarıtaş, doktorların riskli olduğunu belirtmesine rağmen Türkiye'de akciğer nakli sonrası bebek dünyaya getiren ilk hasta oldu.
İstanbul'da yaşayan Ayfer Sarıtaş, yaşadığı rahatsızlık nedeniyle uzun yıllar bekledikten sonra 2018 yılında akciğer nakliyle yeniden hayata tutundu.
Organ naklinin ardından hayata yeniden "Merhaba" diyen Sarıtaş'ın en büyük hayali ise annelik duygusunu yaşamaktı.
Doktorların tüm hayati risk uyarılarına rağmen, annelik hayalini gerçekleştirmek için tüp bebek tedavisine başlayan Sarıtaş, bir süre sonra hamile kaldı.
Sarıtaş'ın hamileliği, Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Nigar İzgi tarafından 34 hafta boyunca titizlikle takip edildi.
Sarıtaş'ın takibi ve doğumu da aynı hastanede uzman ekiplerce gerçekleştirildi.
Ayfer Sarıtaş, 37 yaşında, Türkiye'de bir ilki başararak akciğer nakli sonrası sağlıklı bir bebek dünyaya getiren ilk anne oldu.
"Tarihi bir şeydi benim için. Türkiye için de öyle sanırım"
Ayfer Sarıtaş, 9 yıldır evli olduğunu belirterek, 2018 yılında bronşektazi nedeniyle akciğer nakli olduğunu söyledi.
Nakilden sonraki ilk yılında internet sitesinde "akciğer nakliyle gebelik" diye bir yazı okuduğunu belirten Sarıtaş, bunun üzerine araştırma yaptığını, yurt dışında böyle bir şeyin mümkün olduğunu gördüğünü, bu süreçten de doktorlarına bahsettiğini anlattı.
Sarıtaş, doktorların bu durumuna onay vermediğini, kendisine hayati riskin devam ettiğini söylediklerini vurgulayarak, "Ben bu konuda biraz ısrarcı oldum. Süreci birlikte yöneterek karar verdik. Onlar da destek oldular bu süreçte. Her türlü riski zaten göze almıştım ben. Onların da desteğiyle böyle bir süreci yaşamış olduk." dedi.
Geçmişte düşük yaşamadığını ifade eden Sarıtaş, "Bronşektazi nedeniyle genetik bir rahatsızlık olabileceğine istinaden tüp bebeğe yöneldik. Bu tüp bebekte de embriyoların sağlıklı olup olmadığı konusunda bir araştırma yapmıştım. Bu şekilde ilerleyerek, genetik testi yapılarak tüp bebek denedik. Üçüncü denemem de tuttu." diye konuştu.
Sarıtaş, 7 Mayıs'ta doğum yaptığını belirterek, şöyle devam etti:
"Tarihi bir şeydi benim için. Türkiye için de öyle sanırım. Yanağıma dokunana kadar annelikle ilgili bir bilgim yoktu zaten. Yanağıma temas ettiği an hissettim onun varlığını. Türkiye'de bazı şeylerin denenmesi gerektiğini düşünen biriyim. Bunlardan biri bendim, adaydım buna. Bunu yaşamak istedim ve herkese de umut olmak istedim. Bu yüzden de 'Umut' koydum adını."
"Benden sonra nakil olup anne olmak isteyenlere umut olmak benim için gurur verici"
Doktorların hamileliğini onaylamadıklarını ve tüm riskleri kendisine anlattıklarını kaydeden Sarıtaş, hamilelik sürecinde de ilaç düzenlemelerinin yapıldığını anlattı.
Sarıtaş, "Bıraktığım ilaçlar oldu. Onun yerine gebelikte kullanılabilecek ilaçlar tercih ettik. Bu süreci de doktorlarımla birlikte yürüttük. Doktorlarımın onayı olmadan böyle bir şey araştırmıştım. Daha sonrasında da onların, bu riskleri kabul edip etmediğimi sormalarının ardından yazılı bir şekilde onay verdim. Bu süreci de onlarla birlikte tamamlamış olduk." diye konuştu.
Doğum sonrası bebeğinden bir süre ayrı kalmak zorunda kaldığını belirten Sarıtaş, şunları kaydetti:
"Tabii ki özlüyorum. Ona temas etmek istiyorum bir an önce. Ama onun sağlığı da benim sağlığım da her şeyden daha önemli diye düşünüyorum. Bunun bilincinde olarak devam ediyorum. Eşim her konuda destekçiydi. Evlendikten sonra oksijen cihazına bağlı bir şekilde hayatım vardı, o süreçte eşimin desteğiyle bu yolu başarıyla geçtim. Eşim ve ailem, tekrar bu hayata tutunabilmemin tek sebebiydi."
Sarıtaş, "Mutluyum, huzurluyum. Denenmemiş bir anı yaşamak da benim için çok güzel bir şeydi. Benden sonra nakil olup anne olmak isteyenlere de umut olmak benim için gurur verici. Bütün doktorlarıma, bu yolda bana eşlik eden herkese, başta ailem olmak üzere Ayşe Nigar hocama çok teşekkür ederim." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de daha önce akciğer nakli olup doğum yapan hiç kimse yok"
Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Nigar İzgi ise Ayfer Sarıtaş ile tanışmalarının akciğer nakli adayı olarak hastaneye başvurmasıyla başladığını söyledi.
Sarıtaş'ın hastanede organ nakli beklediğini anlatan İzgi, "Durumu ağırdı, taburcu edemiyorduk. Yüksek akım oksijene bağımlı şekilde akciğer organ bağışı, nakli bekliyordu. O zaman da umudunu hiç yitirmeden bekledi. 2018 Eylül'ünde uygun bir organ bulundu ve nakil yapıldı." dedi.
İzgi, naklin birinci yılından itibaren Sarıtaş'ın "anne olma" hayalini dile getirdiğini belirterek, "Nakilden bir yıl sonra, kendisi akciğer nakilli hastalarımızla düzenlediğimiz bir sosyal toplantıda söz alıp, hem kendi yaşadığı süreci anlatmıştı hem de ilerdeki hayali olarak 'Bundan sonra da anne olmak istiyorum.' demişti. Daha nakil olalı bir sene olmuştu, henüz oldukça erken bir dönemde. Biz onun bu isteği karşısında biraz çekimser davranmıştık. Zaten akciğer naklinden sonra ilk iki sene doğum kesinlikle yasak." diye konuştu.
Türkiye'de daha önce akciğer nakli olup doğum yapan hiç kimsenin olmadığını aktaran İzgi, şöyle devam etti:
"Nakilden 5 yıl sonra yeniden kontrole geldiğinde bize bu konuyu açtı ve tekrar anne olmak istediğini bize söyledi. Akciğer naklinden sonra gebelik, sağlıklı insanlarını gebeliğine göre çok daha riskli. Ayfer ile tüm bu riskleri konuştuk. Kendisi bu konuda çok istekli, çok kararlıydı. Daha önceki yaklaşımları gibi her zaman hayata pozitif bakan, organ bekleme sürecinde de hiç umudunu yitirmeyen, hep pozitif düşünen hastamız, 'Ben bu konuda bu riskleri kabul ediyorum ve gebeliği denemek istiyorum'. dedi. Bunun üzerine biz daha fazla itiraz edemedik, onunla bu yolu yürümeye koyulduk. Birlikte bir süreç yaşadık, ilaçların bir kısmını kestik. O süreçte çok yakın kontrol yaptık, sık takip ettik her şeyi. "
"Ayfer bu sene Anneler Günü'ne bir anne olarak girecek hayalindeki gibi"
Dr. İzgi, yaklaşık 1,5 yıldır her hafta Sarıtaş ile görüşerek bugüne geldiklerini ifade ederek, "Sonunda dün, 34,5 haftada umudunu hiç yitirmeyen Ayfer, Umut bebeği doğurdu." dedi.
Bebeğin son derece sağlıklı olduğunu kaydeden İzgi, "Annemiz de iyi, bebek de iyi. Henüz 34 haftalık olduğu için 1 hafta 10 gün kadar yeni doğan ünitesinde takip edilecek. Ama hiçbir sıkıntısı yok." diye konuştu.
İzgi, dünyada akciğer nakli sonrası gebelik yaşamış 100'ün üzerinde kişi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de bu bir ilk. Ayfer'in hayali anne olmaktı. Biz akciğer naklinden sonra çok güzel bir süreç yaşamıştık. Sosyal hayatına, iş yaşantısına geri dönmüştü. Biz onun annelik kararlarına saygı duymak zorundaydık. Onun kararları doğrultusunda her şey de güzel gelişti, bugüne geldik. 4-5 gün sonra anneler günü olacak ve Ayfer bu sene anneler gününe bir anne olarak girecek hayalindeki gibi."
İlk doğum anından da bahseden İzgi, "Çok duygusal bir andı. Bebek doğar doğmaz hemen ağladı." ifadesini kullandı.