Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Pakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhammed İshak Dar ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Pakistan ile Hindistan arasında tırmanan gerilimi ele aldı. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre, görüşmede iki ülke arasındaki son gelişmeler masaya yatırıldı. Görüşme, Hindistan’ın Pakistan topraklarına düzenlediği füze saldırılarının ardından bölgedeki tansiyonun yükselmesinin hemen üzerine gerçekleşti.
Hayatını Kaybedenlerin Sayısı 30'a Yaklaştı
Pakistan Ordusu Halkla İlişkiler Birimi (ISPR) Genel Müdürü Korgeneral Ahmed Şerif Chaudhry, Hindistan’ın Azad Cammu Keşmir eyaletindeki Kotli, Muzafferabad ve Bagh bölgeleri ile Pencap eyaletindeki Bahavalpur ve Muridke’ye yönelik füze saldırıları düzenlediğini açıklamıştı. Saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 26’ya, yaralı sayısı ise 46’ya yükseldi. Chaudhry, Bahawalpur Camisi’ne isabet eden bir füzenin, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 13 kişinin ölümüne ve 37 kişinin yaralanmasına yol açtığını belirtti. Füzelerin cami ve sağlık klinikleri gibi sivil alanlara zarar vermesi, saldırının insani boyutunu gözler önüne serdi.
Pakistan, Hindistan’ın bu saldırılarına “kendi belirlediği yer ve zamanda” karşılık vereceğini duyurdu.
Türkiye Neler Yapabilir?
Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Pakistanlı mevkidaşıyla görüşmesi, Ankara’nın bölgedeki gelişmelere duyarsız kalmadığını ve diplomatik kanalları aktif bir şekilde kullandığını ortaya koyuyor. Türkiye, tarihsel olarak Pakistan ile yakın ilişkilere sahip bir ülke olarak, bu krizde arabuluculuk veya gerilimi düşürme yönünde bir rol üstlenebilir. Ancak Hindistan ile de ilişkilerini sürdüren Türkiye’nin, dengeli bir diplomasi izlemesi gerekecektir.
Aynı zamanda savaşların insani krizleri de beraberinde getirdiği göz önünde bulundurularak; Türkiye'nin Gazze ve Afrika ve örneğinde "insani diplomasiyi" öne çıkaran politikası tüm dünyaya örnek olmuştu. Benzer bir insani krizin ve masum sivillere olumsuz dönüşlerinin Güney Asya'da da yaşanması muhtemel. Bu sebeple Türkiye, sadece bölgesinde değil dünyanın hiçbir noktasındaki insani krizlere sessiz kalmayarak, elinden gelen yardımı yapan ülke sıfatıyla, bölgedeki her türlü gelişmeyi yakından takip edecektir.
