Ünlü stratejist, Amerikan ordusunun eski bir üyesi, askeri teorisyen, yazar ve politika danışmanı olan Abbot Macgregor, Natalie Brunell'in YouTube kanalında dünyadaki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu. "Amerika'nın Altın Çağı mı Yoksa Zor Günler mi Kapıda? Albay Macgregor Küresel Ticaret Savaşı ve Finansal Hesaplaşmayı Değerlendiriyor" isimli yayın, dış politika uzmanlarının dikkatini çekti.
Macgregor'un İran, İsrail, Çin ve Rusya'ya dair değerlendirmelerinin yanı sıra Türkiye hakkında kurduğu kayda değer cümleler merak konusu oldu. Türkiye hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olunmadığını, Türkiye'nin sanılandan çok daha büyük bir güç olduğuna değinen Macgregor, küresel siyasetin geleceği açısından ABD'nin tüm varsayımları değerlendirmesinin önemli olduğunu söyledi.
Macgregor'un programda yaptığı açıklamalardan öne çıkan ifadeleri şu şekilde:
"İran'a harabeye çevirmenin kime ne faydası var? İsrailliler bundan kazançlı çıkacaklarını sanıyorlar. Ama belki de Türkler kazançlı çıkar. Çünkü Türkler kimsenin konuşmadığı köşedeki 500 kiloluk goril. Dünyanın en büyük kara ve hava ordusuna sahipler. İran'ın İsrail'i işgal etme şansı yok çünkü güç yansıtma kabiliyetleri yok. Ancak İran'ın aksine çok güçlü ve disiplinli bir orduları var Türklerin. Türkler orta doğunun her tarafına yürüyebiliyorlar. Çoğunlukla rakipsizler veya savaş halindeler ve onları durduramıyorsunuz. Yani Türkiye geri döndü. Başka bir medeniyet devletiydi. Sünni İslam'ın tarihi lideriydi. Bunlara dikkat etmiyoruz. Peki ya Ruslar ve Çinlilerin, İran'da çıkarı var mı? Elbette var. Çin için İran olmadan "Tek Kuşak Tek Yol" projesi imkansız. Rusya ve İran'ın iyi niyetine ihtiyacı var. Çünkü İran'ın Kafkaslar dışında Orta Asya'daki istikrar konusunda da muazzam bir etkisi var. Biz bu yerlerde yaşamıyoruz. Çeşitli çıkarların ne olduğunu anlamıyoruz. Geri adım atıp tüm varsayımlarımızı değerlendirmediğimiz müddetçe bizi çok büyük bir belaya sokacak dünya sandığımız gibi bir yer değil."
Douglas Abbott Macgregor Kimdir?
Albay Douglas Abbott Macgregor, 4 Ocak 1947 doğumlu, emekli bir ABD Ordusu subayı, askeri teorisyen, yazar ve dış politika danışmanıdır. 1976 yılında West Point Askeri Akademisi'nden mezun olduktan sonra ABD Ordusu'nda görev yapmaya başlamış ve 2004 yılında albay rütbesiyle emekli olmuştur. Körfez Savaşı sırasında 73 Easting Muharebesi'nde önemli bir rol oynamış ve 1999'daki NATO'nun Yugoslavya'yı bombalaması operasyonunun planlayıcıları arasında yer almıştır.
Macgregor, 1997 yılında yayımlanan "Breaking the Phalanx" adlı kitabında ABD Ordusu'nda radikal reformlar önererek dikkat çekmiştir. Emekliliğinin ardından siyasi yorumculuk ve danışmanlık yapmış, 2020 yılında Başkan Donald Trump tarafından Almanya Büyükelçiliği'ne aday gösterilmiş ancak Senato tarafından onaylanmamıştır. Ayrıca, Trump yönetimi sırasında Savunma Bakanı'nın kıdemli danışmanı olarak görev yapmış ve ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi gibi önemli dış politika kararlarında etkili olmuştur.
Macgregor, askeri strateji ve dış politika konularında yazdığı beş kitap ve çeşitli medya platformlarındaki yorumlarıyla tanınmaktadır.
Macgregor, Trumpizm adı verilen ABD merkezli "yuvaya dönüş" anlayışının temsilcilerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
