Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, terör örgütü PKK’nın 5-7 Mayıs 2025’te aldığı fesih ve silah bırakma kararına ilişkin ilk açıklamasını yaptı. Terörsüz Türkiye’nin ortak hedef olduğunu vurgulayan Yavaş, PKK bildirisindeki Lozan Antlaşması’na yönelik ifadeleri sert bir dille eleştirerek, “Lozan, vatanın tapusudur, tartışılamaz,” dedi. Sürecin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) şeffaf ve hukuka uygun yönetilmesi gerektiğini savunan Yavaş, gerekli düzenlemeler için referandum önerdi. Şehitlerin ruhuna zarar verecek tavizlere karşı çıkan Yavaş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kararlı mücadelesini övdü. İşte Yavaş’ın barış sürecine dair net ve kararlı mesajlarının özeti!
Terörsüz Türkiye ve Şeffaflık Vurgusu
Mansur Yavaş, PKK’nın fesih kararını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yıllardır sürdürdüğü kararlı mücadelenin bir sonucu olarak değerlendirdi. “Terörsüz Türkiye hepimizin özlemi,” diyerek, bu hedefe karşı çıkmanın mümkün olmadığını belirtti. Ancak, sürecin Türkiye Cumhuriyeti’ni terör örgütüyle pazarlık yapıyormuş gibi gösterecek tavizlere izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. Yavaş, “Sürecin yegâne adresi TBMM’dir. Yetki ve irade, milletin temsil edildiği bu çatı altında şekillenmelidir,” diyerek, şeffaflık ve hukuka bağlılık çağrısı yaptı.
Lozan Göndermesine Sert Tepki
Terör örgütü PKK’nın bildirisinde Lozan Antlaşması’nın “Kürt inkarının temeli” olarak anılması, Yavaş’ın en sert tepkisini çekti. “Lozan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan vatanın tapusudur, bir arada yaşamanın teminatıdır. Hiçbir koşulda tartışılamaz,” diyerek, bildirideki ifadeleri kabul edilemez buldu. Lozan’ın, Türkiye’nin bağımsızlığını ve birliğini simgeleyen kutsal bir değer olduğunu vurgulayan Yavaş, bu konuda herhangi bir tartışmaya müsaade etmeyeceğini net bir şekilde ifade etti.
Referandum ve Şehitlere Saygı
Yavaş, barış sürecinde yapılacak düzenlemeler için halkın iradesine başvurulmasını önerdi. “Gerekirse referanduma gidilerek halkın kararı alınmalı,” diyerek, milletin sürece doğrudan katılımını savundu. Binlerce şehidin canı pahasına ulaşılan bu noktada, onların ruhlarını ve ailelerini incitecek adımlardan kaçınılması gerektiğini belirtti. “Şehitlerimizin emanetlerine zarar veremeyiz,” sözleriyle, sürecin vicdani bir sorumlulukla yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
