Terör örgütü PKK’nın 5-7 Mayıs 2025’te aldığı fesih ve silah bırakma kararı, gözleri terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın durumuna ve DEM Parti’nin geleceğine çevirdi. Örgütün bildirisinde, Öcalan’ın barış sürecini yönetmesi ve demokratik siyaset hakkının tanınması talep edilirken, sağlam bir hukuki güvence vurgusu dikkat çekti. Kulislerde, Öcalan’ın serbest bırakılmasından yeni bir parti kurmasına kadar çeşitli senaryolar tartışılıyor. Ancak mevcut Anayasa ve yasalar, bu ihtimallere imkân tanımıyor. DEM Parti’nin olağanüstü kongreyle yeniden yapılanacağı, kayyumların kaldırılması ve infaz düzenlemeleri gibi adımların beklendiği bir dönemde, barış sürecinin nasıl şekilleneceği merak konusu. İşte bu kritik sürecin detayları!
Öcalan’ın Rolü ve Serbestlik Tartışmaları
PKK’nın fesih bildirisinde, Öcalan’ın barış sürecini yönlendirmesi için “demokratik siyaset hakkı” talep edildi. DEM Parti, uzun süredir Öcalan’ın “fiziki özgürlüğünü” savunuyor, ancak kulislerde, Öcalan’ın güvenlik endişeleri nedeniyle İmralı’dan ayrılmak istemediği konuşuluyor. AK Parti kaynakları, Öcalan’ın serbest bırakılmasının gündemde olmadığını, ancak İmralı’daki koşulların (örneğin, ziyaret izni veya görevli tahsisi) iyileştirilebileceğini belirtiyor. Öcalan’ın siyasete katılımı için yeni bir parti kurması veya DEM Parti’nin liderliğini üstlenmesi gibi senaryolar da dillendiriliyor. Ancak, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu, hükümlü birinin parti kurmasını veya Meclis’e girmesini engelliyor.
DEM Parti’nin Yeniden Yapılanma Planları
Terör örgütü PKK’nın fesih kararının ardından, DEM Parti’nin olağanüstü kongreyle yeniden yapılanacağı kulislerde öne çıkan bir başka konu. Partinin, barış sürecine uyum sağlamak için yapısını güçlendireceği, yeni bir vizyon ve lider kadrosuyla yola devam edeceği belirtiliyor. Öcalan’ın sembolik olarak partiye liderlik etmesi veya yeni bir oluşumun başına geçmesi gibi fikirler tartışılsa da yasal engeller bu ihtimalleri zorlaştırıyor. DEM Parti, Öcalan’ın çağrısına paralel olarak “demokratik çözüm” ve “ortak vatan” kavramlarını merkeze almayı planlıyor.
Beklenen Adımlar ve Hukuki Reformlar
DEM Parti, barış sürecinin ilerlemesi için bir dizi reform bekliyor. Hasta tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması, İnfaz Kanunu’nda düzenlemeler, silah bırakan PKK’lıların rehabilitasyonu ve kayyumlarla görevden alınan belediye başkanlarının iadesi gibi talepler öne çıkıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “umut hakkı” vurgusu, DEM Parti’de af veya topluma kazandırma gibi adımlara işaret olarak yorumlanıyor. Silah teslim sürecinin şeffaf bir şekilde yönetilmesi ve yaklaşık 5.000 militanın durumu da kritik bir gündem maddesi. Ancak, YPG ve PJAK gibi uzantıların bağımsız hareket etme ihtimali, süreci karmaşıklaştırıyor.
Barış Sürecinde Kritik Eşik
PKK’nın feshi, 47 yıllık çatışmanın sona ermesi için tarihi bir fırsat sunuyor, ancak Öcalan’ın pozisyonu ve DEM Parti’nin talepleri, sürecin başarısını belirleyecek. Bildirideki Lozan ve Sevr atıfları tepki çekse de Öcalan’ın barış sürecindeki merkezi rolü, siyasi ve hukuki reformların hızını etkileyecek. Anayasa değişikliği tartışmaları ve AK Parti’li Suna Kepolu’nun “Kürtlerin adı anayasada geçecek” çıkışı, DEM Parti’nin beklentilerini güçlendiriyor. Ancak, Türk-Kürt kardeşliğini zedeleyecek adımlardan kaçınılması gerektiği vurgulanıyor.
