Gündem

3 Mayıs neden Türkçülük Günü seçildi? 3 Mayıs'ta ne oldu?

3 Mayıs, Türkiye’de Türkçülük Günü olarak kutlanan anlamlı bir tarihtir.

Türk milliyetçilerinin bir araya gelerek milli kimlik ve kültürlerini yücelttiği bu özel gün, tarihi bir dönüm noktası olan 3 Mayıs 1944 olaylarına dayanır. 3 Mayıs 1944, Türkçülük Günü’nün doğuşuna zemin hazırlayan tarihi olayların yaşandığı gündür. Bu tarihte, Türk milliyetçiliğinin önde gelen isimlerinden Hüseyin Nihal Atsız, yazar Sabahattin Ali tarafından açılan hakaret davası nedeniyle Ankara’da mahkemeye çıkmıştır. Davanın kökeni, Atsız’ın Orhun dergisinde yayımladığı açık mektuplara dayanır. Atsız, bu mektuplarda dönemin hükümetine ve devlet kadrolarına sızdığını iddia ettiği komünist unsurlara karşı sert eleştiriler yöneltmiş, Sabahattin Ali’yi de vatan hainliğiyle suçlamıştı.

3 Mayıs Ne Günü?

3 Mayıs, Türk milliyetçiliği tarihindeki en önemli günlerden biri olarak kabul edilir ve Türkçülük Günü ya da Türkçüler Günü adıyla anılır. Bu gün, Türk milletinin kültürel ve tarihi değerlerini koruma, Türkçülük düşüncesini yaşatma ve milli bilinci güçlendirme amacıyla kutlanır. Resmi bir tatil olmasa da, Türk milliyetçileri arasında bir bayram havasında coşkuyla anılır. Türkçülük Günü, özellikle gençler arasında milli değerlere sahip çıkma ve Türk kimliğini yüceltme anlamında büyük bir öneme sahiptir.

3 Mayıs 1944’ün ilk yıldönümü, 1945 yılında Tophane Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan gibi isimler tarafından sade bir toplantıyla anılmıştır. Bu anma, Türkçülük Günü’nün başlangıcı kabul edilir. Daha sonraki yıllarda bu gelenek devam etmiş ve 3 Mayıs, Türk milliyetçileri arasında bir bayram havasında kutlanmaya başlanmıştır.

Atsız, Orhun Dergisindeki yazılarında sert, kavgacı, müdanasız, derinlikli, analiz kabiliyeti geniş bir tarz kurmuştur. Makaleleri ile Türkçü fikirlerini, çağdaş sorunları, edebi meseleleri derinlemesine incelemiş ve polemikçi tavrıyla dikkatleri üzerinde toplamıştır. Türklük şuuruna aykırı, milli bilinci bozan isimleri dalkavuk olarak nitelendirmiş ve kendine münhasır yazılarında kıyasıya eleştirmiştir.

Atsız ve arkadaşlarının Orhun Dergisinde takındığı istisnai tavır 3 Mayıs sürecini başlatmıştır.

3 Mayıs Davası ve Dünya Türkçülük Günü

Nihal Atsız, İkinci Dünya Savaşı yıllarında komünist etkinlerin arttığını söylemiş ve dönemin CHP iktidarını sert bir dille uyarmıştır. Orhun Dergisinin Mart 1944'te yayımlanan 15. sayısında, daha önce 5 Ağustos 1942 tarihli meclis konuşmasında "Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve lâakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir." diyen devrin Başbakanı Şükrü Saracoğlu'na hitaben eleştirel bir açık mektup yayımlamıştır.

Mektupta bizzat isim vererek Sabahattin Ali başta olmak üzere Sadrettin Celal, Pertev Naili Boratav, Ahmed Cevat Emre gibi isimlerin komünizm için çalıştığını vurgulayan Atsız, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’i de komünistleri kolladığı gerekçesiyle istifaya davet etmiştir.

Orhun Dergisinde yayımlanan bu mektuplar gençler üzerinde yoğun etkiler bırakmıştır. Özellikle Türkçü dünya görüşünü benimseyen gençler, yurdun dört bir yanında komünizm karşıtı eylemlere girişmiştir. Bu olayların ardından Bakanlar Kurulu kararı ile Orhun Dergisi kapatılmıştır. Ancak Atsız’ın ilgili mektubu Sabahattin Ali tarafından dava konusu edilmiştir.

Sabahattin Ali, Saracoğlu’na yazılan mektupta Atsız’ın kendisine Sovyet casusu ve vatan haini dediğini söyleyerek hakaret davası açmıştır. 3 Mayıs 1944 günü yapılan ilk yargılamada Hüseyin Nihal Atsız hakim karşısına çıktığında Türkçü gençler, Atsız’ın masum olduğuna inanarak bir takım gösterilere başlamıştır.

Nazım Hikmet ve Sabahattin Ali’ye yönelen eleştiriler ışığında Atsız destekçisi gençler mahkeme günü büyük bir Turancılık mitingi düzenledi. Atsız’ın duruşma salonu hınca hınç doldu. Salonun dışında beklemeyi sürdüren Türkçü kalabalık, Atsız’ın beraat kararını duymak için protestolara devam etti.

Mahkeme ise kararını Sabahattin Ali lehine kullandı. Davanın sonucunda Nihal Atsız’ın cezaya çarptırılması Türkçüler tarafından yoğun bir şekilde eleştirildi. Reha Oğuz Türkkan, Alparslan Türkeş, Nejdet Sançar başta olmak üzere dönemin hemen hemen tüm Türkçü aydınları mahkemenin kararına karşı çıktı.

Atsız için yapılan destek toplantıları ve yürüyüşlerin neticesinde, olayların başlangıç tarihi olan 3 Mayıs “Dünya Türkçülük Günü” kabul edildi. İlk kez 3 Mayıs 1945 tarihinde Alparslan Türkeş ve Nejdet Sançar öncülüğünde kutlanan gün, günümüzde tüm Türk dünyasında kutlanılan bir hal aldı.

Nihal Atsız ve Sabahattin Ali İlişkileri

Nihal Atsız ve Sabahattin Ali arasındaki tartışmalar Türk edebiyat tarihini derinden etkiledi. Sabahattin Ali, Atsız’ın taşıdığı fikriyatın karşısında konumlanarak TKP eksenli farklı bir fikriyatın temsilciliğini üstlenmişti. Ancak Atsız’la aralarında baş gösteren çekişmelerin ana sebebi, Sabahattin Ali’nin arkadaşlık hukukunu göz ardı ederek “İçimizdeki Şeytan” isimli romanında Nihal Atsız’ı yeren anlatılara yer vermesi olmuştur.

Kimi zaman şiddet olaylarına sebebiyet verecek kadar ciddileşen gerilim uzun yıllar Türk edebiyatında konu edilmiş ve Türkçülük gününün oluşmasına yol açmıştır.