29 Nisan 2025’te Kaşmir semalarında, Hindistan ve Pakistan savaş uçakları tarihte ilk kez modern hava savaşı koşullarında karşı karşıya geldi. Bu çatışma, Çin yapımı PL-15 hava-hava füzesinin ilk kez gerçek bir savaşta kullanılmasıyla küresel savunma dengelerini sarstı.
Gecenin sessizliğini bozan bu karşılaşma, sadece bölgesel bir çatışma değil, aynı zamanda elektronik harp teknolojisinin geldiği noktayı gösteren simgesel bir andı. Hindistan’a ait Fransız yapımı Rafale savaş uçakları ile Pakistan’ın Çin üretimi J-10CP jetleri Kaşmir üzerinde karşılaştı. Bu, Çin’in ileri düzey mühendisliğiyle geliştirdiği PL-15 uzun menzilli füzelerin ilk kez NATO sınıfı bir hedefe karşı sahada kullanıldığı an olarak kayda geçti.
Çin Teknolojisi Savaş Alanında
Çin’in Chengdu Aerospace Corporation tarafından geliştirilen J-10CP’ler, gelişmiş radar sistemleri, yapay zekâ destekli hedefleme algoritmaları ve entegre savaş ağıyla donatılmıştı. Bu dijital altyapı sayesinde, Pakistan jetleri gerçek zamanlı veri paylaşımı yaparak organize bir şekilde hareket etti.
Hindistan’ın Rafale uçakları ise Spektra elektronik harp sistemi, Thales RBE2 AESA radarı ve Meteor füzeleriyle donatılmış olmasına rağmen, beklenmedik bir elektronik savaş ortamıyla karşılaştı. Radar sinyalleri yanıltıldı, hedefler bölündü ve birleşti. Rafale pilotları, radar kilitlerini kaybederek PL-15 tehdidiyle yüzleşti.
PL-15 Artık Sadece Bir Teori Değil
Çin’in PL-15 füzesi, 200 kilometreyi aşan menzili, aktif elektronik taramalı radar güdümü ve çift yönlü veri bağlantısıyla Batı’nın en gelişmiş hava savunma sistemlerine meydan okudu. Füze, Fransız yapımı Rafale’ye 150 kilometre mesafeden kilitlenerek fırlatıldı. Her ne kadar isabet sağlanamasa da, Rafale uçağının savunma sistemleri büyük zorlukla füze tehdidini bertaraf edebildi.
Küresel Etkiler
Bu gelişme, sadece bir taktiksel üstünlük değil, stratejik bir uyarı niteliği taşıyor. Batı yapımı platformlar, ilk kez bu düzeyde gelişmiş Çin teknolojisi karşısında zorlandı. Olay, Çin’in sadece ucuz alternatifler üretmediğini, aynı zamanda ileri düzey sistemlerle küresel rekabete hazır olduğunu gösterdi.
Washington, Paris, Tokyo ve Canberra gibi başkentlerde askeri analiz çevreleri, bu çatışmanın ardından Çin kaynaklı sistemlerin oluşturduğu potansiyel tehdidi yeniden değerlendirmeye başladı.
Sonuç: Savaş Doktrinleri Gözden Geçiriliyor
PL-15’in sahada gösterdiği performans, geleneksel hava savaşı doktrinlerini ve NATO’nun teknoloji üstünlüğü varsayımlarını sorgulatıyor. Yazılımla yönetilen bir öldürme zincirinin, 150 kilometre ötedeki hedefi etkisiz hale getirebildiği bir ortamda, Batı hava kuvvetlerinin mevcut stratejileri ne kadar sürdürülebilir?
Kaşmir’deki bu çarpışma, yalnızca bir taktik mücadele değil, 21. yüzyılın yeni nesil hava savaşlarının nasıl şekilleneceğine dair güçlü bir işaretti.