Kanal İstanbul projesi, AK Parti hükümeti içinde yeni bir tartışma dalgası yarattı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, projenin kesinlikle hayata geçirileceğini vurgularken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul’un şu an gündemlerinde olmadığını belirtti. Bakanlar arasındaki zıt açıklamalar, kamuoyunda geniş yankı buldu. Peki, bu çelişkili söylemler ne anlama geliyor? Kanal İstanbul’un geleceği ne olacak? İşte detaylar ve projenin son durumu!

Uraloğlu’ndan Net Mesaj: “Kanal İstanbul’dan Vazgeçmedik”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 1 Mayıs 2025’te bir basın mensubunun Kanal İstanbul’a ilişkin sorusuna yanıt verdi. Uraloğlu, “Kanal İstanbul projesinden asla vazgeçmedik, kesinlikle yapacağız. Yakın bir takvim vermiyorum, ancak zamanlamayı istişare ederek belirleyeceğiz. Vatandaşlarımızın görüşlerini de dikkate aldık,” dedi. Bakan, projenin İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiğini azaltarak güvenliği artıracağını ve ekonomik faydalar sağlayacağını savundu.

Uraloğlu, daha önce de 2023’te CNN Türk’te yaptığı açıklamada, “İstanbul Boğazı iki yönlü gemi trafiği için emniyetli değil. Mühendislik hesabı yaptık, ihtiyaç var,” diyerek projenin gerekliliğini vurgulamıştı. Bakan, Sazlıdere Barajı yakınında köprü inşaatıyla projenin fiilen başladığını da belirtmişti.

Kurum’dan Ters Köşe: “Gündemimizde Kanal İstanbul Yok”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise 30 Nisan 2025’te, AK Parti grup toplantısı öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Kanal İstanbul’un gündemlerinde olmadığını net bir şekilde ifade etti. Kurum, “Kanal İstanbul ile ilgili şu anda bir konu gündemimizde yok. Daha önce de bu yönde açıklamalar yapmıştık,” diyerek projenin öncelikli olmadığını vurguladı. Kurum’un bu sözleri, projenin çevresel ve hukuki tartışmalar nedeniyle geri planda tutulduğuna işaret ediyor.

Kurum, Nisan 2025’te X platformunda, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kanal İstanbul’un yeniden canlandırıldığı iddialarına yanıt verirken, Arnavutköy’deki inşaatların TOKİ’nin sosyal konut projesi olduğunu ve Kanal İstanbul’la bağlantılı olmadığını söylemişti.

Bakanlar Arasındaki Çelişki Ne Anlama Geliyor?

Bakanlar arasındaki zıt açıklamalar, Kanal İstanbul’un hükümet içinde tartışmalı bir konu olduğunu ortaya koydu. Uzmanlar, bu çelişkinin birkaç nedenden kaynaklanabileceğini belirtiyor:

Bakanlık Öncelikleri: Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, projeyi İstanbul Boğazı’nın güvenliği ve ekonomik potansiyeli açısından stratejik görürken, Çevre Bakanlığı, deprem riski ve çevresel etkiler nedeniyle temkinli bir yaklaşım sergiliyor.

Hukuki Engeller: Nisan 2025’te Kanal İstanbul’un imar planlarının bir kısmının iptal edilmesi, projenin ilerleyişini yavaşlatmış olabilir.

Siyasi Hesaplar: 2028 seçimleri öncesi, hükümetin projeyi tartışmalı bir gündem haline getirmekten kaçınmak istediği, ancak Uraloğlu’nun açıklamalarının tabana yönelik bir mesaj olduğu düşünülüyor.

Kanal İstanbul’un Son Durumu: Neler Biliniyor?

Kanal İstanbul, 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “çılgın proje” olarak duyurulmuştu. Proje, 45 km uzunluğunda, 21 metre derinliğinde ve 360 metre genişliğinde bir kanal inşa edilmesini öngörüyor. Maliyetinin 15 milyar dolar olacağı ve Kamu-Özel İş Birliği modeliyle özel sektör finansmanıyla yapılacağı belirtiliyor.

İmar ve İnşaat Süreci: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2020’de ÇED olumlu kararı almış, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ve 1/5000-1/1000 ölçekli imar planlarını onaylamıştı. Ancak, Nisan 2025’te imar planlarının bir kısmı iptal edildi.

Başlangıç Çalışmaları: Sazlıdere Barajı çevresinde köprü ve 24 bin konut inşaatı sürüyor. Projenin tamamlanma süresi 5 yıl olarak öngörülüyor.

Kanal1

İmamoğlu’nun cezaevinden 1 Mayıs vurgusu ve Taksim çıkışı dikkat çekti!
İmamoğlu’nun cezaevinden 1 Mayıs vurgusu ve Taksim çıkışı dikkat çekti!
İçeriği Görüntüle

Kanal İstanbul: Gelecek Ne Getirecek?

Kanal İstanbul, Türkiye’nin en tartışmalı projelerinden biri olmaya devam ediyor. Ulaştırma Bakanı Uraloğlu’nun kararlı duruşu, projenin mutlaka hayata geçirileceğini gösterse de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum’un temkinli yaklaşımı, hükümet içinde görüş ayrılıkları olduğunu ortaya koyuyor. Projenin çevresel, ekonomik ve siyasi etkileri, 2028 seçimleri öncesinde tartışmaları alevlendirecek gibi görünüyor.