Rusya Federasyonu’na bağlı özerk cumhuriyetlerden biri olan Başkurdistan (Başkortostan), yerli dili olan Başkurtçanın (Başkurt Türkçesi) korunması ve genç nesillere aktarılması amacıyla kararlı adımlar atıyor. Başkurdistan Devlet Başkanı Radyi Habirov, Ufa’da düzenlenen 2. Tüm Rusya Başkurt Dili ve Edebiyatı Öğretmenleri Kurultayında yaptığı konuşmada, bölge genelinde etnokültürel eğitim sisteminin kökten güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Habirov konuşmasında, dil öğreniminin yalnızca okulda değil, aileden başlayarak tüm yaşam döngüsüne entegre bir sistemle desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. Şu anda 800’den fazla anaokulunda Başkurtça eğitimi verildiğini söyleyen lider, eğitim kurumlarına ve üniversitelere, bu süreci daha etkili ve çekici hale getirmek için yenilikçi yöntemler, oyunlar ve dijital içeriklerle katkı sunma çağrısında bulundu.
“Başkurtçanın çocuklar için eğlenceli, etkileyici ve doğal bir şekilde öğrenilmesi, dilin yaşaması demektir. Bu konuda öğretmenlerimizle, ailelerle ve gençlerle birlikte çalışmalıyız,” dedi.
2025 yılı itibarıyla Ufa Eğitim Müdürlüğü’nün desteğiyle uygulamaya geçen “Akbuzat” projesi, okul öncesi çocuklara en sık kullanılan 100 Başkurtça kelimeyi oyun ve görsel materyallerle öğretmeyi amaçlıyor. Projenin başarılı olması durumunda, tüm bölgeye yayılması planlanıyor.
Ayrıca, 1. sınıftan 9. sınıfa kadar olan öğrenciler için etnopedagoji temelli yeni bir karakter eğitimi programı (“Terbiye Dersleri”) hazırlanmış durumda. Bu programın tüm ulusal ve çok dilli okullarda uygulanması planlanıyor.
Başkan Habirov, Başkurt halkının en önemli edebi miraslarından biri olan “Ural-Batır Destanı”nın her yıl özel bir günle anılması gerektiğini belirtti. “Bu destan yalnızca bir metin değil, Başkurt ruhunun özü ve dünya edebiyatında nadir bulunan bir değerdir,” diyen Habirov, bu mirasın dijital çağda daha görünür olması gerektiğini de vurguladı.
Nitekim, bu destandan esinlenen ve Ay Yola sanat kolektifi tarafından seslendirilen “Homay” şarkısının kısa sürede uluslararası listelere girmesi, dilin ve kültürün evrensel etkisini bir kez daha gösterdi.
Başkurt Türkçesi, Oğuz ve Kıpçak unsurlarını barındıran zengin bir dil yapısına sahip olup, Türk dilleri ailesinin stratejik önem taşıyan üyelerindendir. Rusya’daki diğer Türk toplulukları gibi, Başkurtlar da asimilasyon, dil kaybı ve kültürel belirsizlik riskiyle karşı karşıya.
Bu çerçevede alınan bu tür yapısal önlemler, yalnızca yerel değil; Türk dünyasının ortak mirası olan dillerin korunması adına da büyük önem taşıyor. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan gibi devletler için örnek alınabilecek bir politika kararlılığı söz konusu.
Radyi Habirov’un çağrısı, yalnızca bir liderin dil hassasiyeti değil; bir halkın kendi ruhuna, tarihine ve geleceğine sahip çıkma çabasıdır. Başkurtça için atılan bu adımlar, Türk dünyasında yaşayan diğer yerli dillerin korunması adına da umut verici bir model sunuyor.