Türkiye, dünyada en çok siyasi tartışma programlarının yayınlandığı ülkelerden biridir. Türkiye'de nüfusa oranla, sanılanın üzerinde haber kanalı, gazete ve radyo vardır. Farklı görüşten insanlar, bu programlarda fikirlerini tartışırlar. Tartışma programlarında yükselen sesler ve gerilimler ülke gündemine oturacak kadar ciddi bir hale gelebilir.

Tartışma programlarına katılan milliyetçi - ulusalcı isimler, terör sorunu konuşulurken sıklıkla "Türkiye, Lübnan olmayacak" cümlesini kullanır. Bu cümlenin siyaset bilimindeki karşılığı merak konusu olmayı sürdürmektedir.

Siyaset Literatüründeki Karşılığı

Lübnan, kanlı iç savaşlar yaşamış bir ülkedir. Lübnan'ın anayasası etnik ve inanç temeli üzerine kuruludur. Ülkede Maruniler Cumhurbaşkanı, Sünniler Başbakan, Şiiler ise Meclis Başkanı olabilir. Lübnan, anayasası etnik bölünme temelli olduğu için seçimlerden birinci çıkan partinin, iktidar kurması oldukça zorlaşır. Ayrıca yönetimde yer alamayan diğer inançların haksızlığa uğramasına yol açar.

Deniz tuzu saçlara iyi geliyor mu? İşte gerçekler...
Deniz tuzu saçlara iyi geliyor mu? İşte gerçekler...
İçeriği Görüntüle

Türkiye'de özellikle PKK terör örgütünün çeşitli talepleri ekranlarda tartışılırken, milliyetçi isimler bu cümleyi kullanır. PKK'nın, anayasada Kürt kimliğinin yer alması, ikinci anadil olarak Kürtçe'nin tanınması gibi taleplerine karşı çıkan yorumcular bu cümleyi kullanarak karşılık verir.

Siyaset biliminde tam olarak karşılığı, ulus devlet anlayışına tekamül eder. Milliyetçi - Ulusalcı yorumcular, Mustafa Kemal Atatürk'ün getirdiği temel ilkelerin Türk milletini var ettiğine değinir, bir ve bütün olarak yaşamanın tek yolunun "Türk milleti" kavramı olduğuna dikkat çeker. Türk milleti kavramı olmaksızın, Türkiye sınırları içinde yaşayan grupların eşit olamayacağını söylerler. Yorumcular, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünden taraf olduklarını belli etmek içinde bu cümleyi kullanır. Türk milletinin bir bütün olması için sergilenen çabanın bir yansıması olarak retorik kurarlar. Türkiye'de Lübnan tipi bir yönetimin ve anayasanın doğuracağı sonuçlardan bahsedilir. Türkiye'nin yönetim krizine sürüklenmesinin önüne geçmek içinde bu cümle kullanılır.

Bu söylem, Türkiye'de Türk milletinin geniş kesimleri tarafından kabul edilmiştir ve sıklıkla kullanılmaktadır.

Muhabir: Halil Yiğit Gök