Rusya, Nazi Almanyası'na karşı kazanılan zaferin 80. yıl dönümünü, her yıl olduğu gibi Kızıl Meydan’daki büyük askeri geçit töreniyle kutladı. Ancak bu yılki kutlama, tarihî anıların ötesinde, günümüzün jeopolitik gerilimlerinin ve Rusya'nın uluslararası sahnedeki konumunun da güçlü bir yansımasına sahne oldu.

Törenin başında konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, II. Dünya Savaşı’nın mirasını günümüzle ilişkilendirerek, “dünya yeniden bir dönüm noktasında” ifadelerini kullandı. Putin, Batı'yı Rusya’ya karşı hibrit bir savaş yürütmekle suçladı ve Sovyetler Birliği'nin 1945’teki zaferini, bugün Ukrayna’da sürdürdükleri mücadelenin tarihsel devamı gibi lanse etti.

Ancak Putin’in bu anlatımı, Batılı yorumcular tarafından tarihi siyasi amaçlarla çarpıtmak olarak değerlendirilirken, törenin katılım listesi de dikkat çekti. Bu yılki davetliler arasında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva yer aldı. Buna karşın Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi gibi önemli liderler törene katılmadı. Bu durum, uzmanlara göre Rusya'nın artarak yalnızlaştığının diplomatik bir göstergesi olarak yorumlandı.

Kutlamalar sırasında Kızıl Meydan’dan yaklaşık 9.000 asker geçti, savaş uçakları gökyüzünü süsledi ve modern silah sistemleri sergilendi. Ancak törenin hemen öncesinde Kremlin’in Ukrayna’ya yönelik tek taraflı üç günlük ateşkes ilanı, sahada çok da karşılık bulmadı. Kiev yönetimi, Rus ordusunun saldırılarına devam ettiğini ve ateşkes ilanının “siyasi bir manevra”dan ibaret olduğunu belirtti.

Zelenski, Kiev sokaklarında: “Ya Rusya değişecek, ya dünya!”
Zelenski, Kiev sokaklarında: “Ya Rusya değişecek, ya dünya!”
İçeriği Görüntüle

Putin'in konuşmasında öne çıkan noktalardan biri de, Rusya’nın kendi tarihsel kimliğine sahip çıkma iddiasıydı. Ancak bunu yaparken, II. Dünya Savaşı'nın tüm taraflarını ve kayıplarını ortak bir hafızada buluşturmak yerine, kendi tarihsel üstünlüğünü vurgulayan tek taraflı bir anlatı benimsediği gözlemlendi.

Zafer Günü töreni, Sovyet mirasının bir sembolü olarak kutlansa da, artık sadece geçmişin değil, bugünün ve geleceğin siyasal mesajlarını taşıyan bir platform hâline gelmiş durumda. Bu yılki tören, Rusya’nın içe kapanan dış politikasının ve tarih üzerinden yeniden kimlik inşası çabasının güçlü bir yansıması olarak dikkat çekti.