2003 yılında Suriye’de kurulan Demokratik Birlik Partisi (PYD), ülkede iç savaşın patlak vermesinin ardından, 2012 yılında silahlı kanadı olan Halk Savunma Birlikleri’ni (YPG) kurduğunu ilan etti. İç savaşın ilk aylarında rejim güçlerinin kuzey bölgelerden çekilmesiyle birlikte YPG, çatışmaya girmeden bu alanlarda fiili kontrol sağlamayı başardı. Türkiye sınırındaki Afrin, Kobani ve Kamışlı gibi kentlerdeki birçok kamu binasında kısa sürede PYD bayrakları dalgalanmaya başladı.

DEAŞ ile Mücadelede ABD'nin Ortağı Oldu

Ocak 2013 itibarıyla YPG, Suriye’nin sınır hattında Suriyeli muhalif gruplarla çatışmalara girerek etkinlik alanını genişletmeye başladı. 2014 yılına gelindiğinde ise, ülkedeki otorite boşluğundan faydalanan PYD, Kobani, Kamışlı ve Afrin’de özerklik ilan etti. Aynı dönemde terör örgütü DEAŞ, Türkiye destekli muhaliflerin denetimindeki bölgelere yönelik saldırılar düzenleyerek, YPG kontrolü dışında kalan pek çok alanı ele geçirdi.

ABD'den Yıllarca Para, Eğitim ve Maddi Destek Aldı

Eylül 2014’te DEAŞ, YPG’nin kontrolündeki Ayn El Arap’a (Kobani) yönelik ilk büyük saldırısını başlattı. Bunun üzerine ABD öncülüğünde kurulan DEAŞ ile mücadele koalisyonu, YPG’ye doğrudan silah desteği sağlamaya başladı. Kobani’deki YPG unsurlarına havadan yapılan yardımların ardından, DEAŞ’ın bölgeden çıkarılması YPG’nin ABD’den aldığı desteği daha da artırdı. Artık yalnızca silah değil, maddi destek de sağlanıyordu. Kuzey Irak’tan Suriye’ye TIR’larla taşınan yardımlara ek olarak YPG, zamanla eğitim ve danışmanlık desteği de aldı ve Fırat’ın doğusundaki Türkiye-Suriye sınırında kontrol ettiği bölgeleri genişletti.

Hindistan Ordusu’ndan çarpıcı iddia: Pakistan, Türk İHA’ları ile 36 noktaya sızdı!
Hindistan Ordusu’ndan çarpıcı iddia: Pakistan, Türk İHA’ları ile 36 noktaya sızdı!
İçeriği Görüntüle

Türkiye-ABD İlişkilerinde YPG Problemi

Türkiye, ABD’nin Suriye’de YPG’ye verdiği desteğe sert tepki gösterirken, Temmuz 2015’te Türkiye içinde PKK ile yürütülen çözüm süreci de sona erdi. Ankara, YPG’ye yönelik tutumunu giderek sertleştirdi ve PYD’nin eş başkanı Salih Müslim’i “terörist” ilan etti. Washington ise Türkiye’nin tepkilerini yumuşatmak için YPG’nin adını Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olarak değiştirdi ve örgütün yapısına sınırlı sayıda Türkmen, Arap ve Süryani unsurlar dahil etti.

TSK İlk Kez 2016'da YPG'yi Bombaladı

Şubat 2016’da Türk Silahlı Kuvvetleri, Halep’in kuzeyinde YPG'nin kontrolündeki Tel Rıfat'taki terör hedeflerini ilk kez bombaladı. Türkiye, YPG'nin Fırat'ın batısına geçişine izin vermeyiz itirazına rağmen, Ağustos ayında ABD, SDG ile birlikte Münbiç'e operasyon başlattı. Sonrasında da kontrol ettiği toprakları güneye doğru genişletmeye devam etti.

Suriye'nin Dörtte Birini Kontrol Ediyordu

2018 sonunda YPG, Suriye'nin dörtte birini kontrol ediyordu. Türkiye'nin Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonlarının ardından, Rusya'nın da etkisiyle YPG'nin bulunduğu Münbiç ve Tel Rıfat bölgelerinde Türk ordusu ile YPG arasında bir tampon bölge oluşturuldu. Bu gelişme, Türk ordusunun ilerlemesini engelledi.

2019 Operasyonu: Barış Pınarı

19 Aralık'ta ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'deki tüm Amerikan askerlerini çekmeyi planladığını açıkladı. Ancak Trump, asker çekmek yerine bölgedeki ABD askerlerinin sayısını azalttı. ABD, Rasulayn ve Tel Abyad arasındaki askerlerini çektiğinde, 9 Ekim 2019'da Türkiye, Fırat'ın doğusunda SDG'ye karşı operasyon başlattı. Bu gelişme üzerine SDG, ilk kez Esad yönetimiyle bir anlaşma yaptı. SDG'nin çekildiği sınır bölgelerine 7 yıl sonra Suriye ordusu yeniden girdi. Bu kez Suriye'nin kuzeyinde, tek bir kurşun atmadan egemenlik sağlayan Esad'ın ordusuydu. Türkiye'nin operasyonu, ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalarla sona erdi. Rusya ile Türkiye arasındaki anlaşma, YPG'nin tüm sınırdan 30 kilometre güneye çekilmesi ve buraya Rus askeri ile birlikte Suriye ordusunun dönmesiyle sonuçlandı.

YPG, Suriye'nin güneyinde kısmen ABD ile işbirliğine devam ederken, bir yandan da Rusya aracılığıyla Suriye ordusunun bir parçası olma yönünde görüşmeler yürütüyor. Böylece, çoğuna kimlik bile verilmeyen PYD üyeleri, Suriye'deki savaşın sonunda ABD desteğiyle hâlâ belli bir alanı kontrol eden ve aynı zamanda Suriye ordusunun parçası olabilecek bir güç haline gelmiş durumda.

Türkmen ve Arapları Göçe Zorladı

PYD/YPG terör örgütü, Suriye'deki "kanton" olarak adlandırdığı bölgelerde terör ve baskı ile kontrol sağlamayı hedefleyerek demografik yapıyı değiştirmeye yönelik faaliyetlerini sürdürdü. Bölgedeki Arap ve Türkmen halklarını, terör otoritesini kabul etmedikleri için yok sayarak göçe zorladı, mülklerine el koydu, tapu ve nüfus kayıtlarının bulunduğu binaları kundakladı ve mevcut belgeleri yok etti.

Çocukları Zorla Silahlandırdı

PYD/YPG, baskıcı yöntemlerle zorunlu askerlik adı altında çocukları silahlandırarak terör örgütüne katılmalarını sağladı. Muhalif unsurlara ve gruplara yaşam hakkı tanımayan, yeni siyasi oluşumlara ise izin vermeyen PYD/YPG, rakip olarak gördüğü siyasi partilerin bürolarını kapatarak ifade özgürlüğünü kısıtladı.