Son olarak dün akşam saat 23.36 sularında kaydedilen 4.0 büyüklüğündeki deprem, megakentte özellikle kıyı bölgelerde hissedildi. İstanbulluların yüreği ağzında, herkesin aklında aynı soru: “Bu artçılar büyük İstanbul depremini tetikler mi?” Jeoloji Mühendisi Dr. İshak Yılmaz, merak edilen bu soruya yanıt verdi ve Marmara Denizi’nin bilinmezlerle dolu olduğunu söyledi.
Sarsıntılar 2 Ay Kadar Sürebilir
Dr. İshak Yılmaz, dün akşamki 4.0’lık sarsıntının, 23 Nisan’daki 6.2’lik depremin artçıları arasında yer aldığını belirtti. “Bu sarsıntı, ana depremin bir uzantısı. Depremin yeri ve derinliği, bunu açıkça gösteriyor. Şu an için anormal bir durum yok,” diyerek İstanbulluları rahatlattı. Yılmaz, 6 büyüklüğündeki bir depremin ardından 5, hatta 5.2’ye varan artçıların beklendiğini, bu enerjinin boşalma sürecinin iki aya kadar sürebileceğini ifade etti. “Şu an için endişelenecek bir durum yok, her şey beklenen seyirde,” diye ekledi.
“Marmara Denizi Kapalı Kutu"
Marmara Denizi’nde beklenen büyük depremle ilgili uzmanların farklı görüşler sunmasını da değerlendiren Yılmaz, “Marmara Denizi, adeta kapalı bir kutu. Ne olup bittiğini tam anlamıyla göremiyoruz. Elimizdeki tek veri, geçmişteki depremler. Bu yüzden herkes farklı bir yorum yapıyor, bu gayet normal,” dedi. Ancak, 1500’lü yıllardan bu yana Marmara’da birçok büyük depremin yaşandığını hatırlatan uzman, “Bu kadar kısa bir alanda, bu kadar büyük depremler olduktan sonra, kıyamet gibi bir senaryonun yakın zamanda gerçekleşmesi zor. Yakın zamandan kastım, önümüzdeki 50-100 yıl,” diyerek İstanbullulara umut verdi.
“Sismik Hareketlilik Görmüyoruz”
Yılmaz, geçmişte 1894 ve 1912 depremlerinde Marmara’daki fay hatlarının büyük ölçüde kırıldığını vurguladı. 23 Nisan depreminin ardından fayın doğu kısmında herhangi bir sismik hareketlilik gözlenmediğini belirten uzman, “Bu, büyük bir depremin hemen kapıda olduğu anlamına gelmiyor. Ama tabii ki tedbiri elden bırakmamak lazım,” diye uyardı.
Dr. İshak Yılmaz, İstanbullulara hem moral verdi hem de uyarıda bulundu: “Deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmeliyiz. Marmara’da faylar var, bu bir gerçek. Ama panik yapmak yerine sağlam binalarda oturmaya, deprem çantamızı hazır tutmaya özen gösterelim. Bilim, bize yol gösteriyor; yeter ki kulak verelim!