Gündem

PKK bildirisinde Türkiye'yi rahatsız eden ifadeler çok tartışılacak!

Terör örgütü PKK, 12. Kongresi’nde kendini feshettiğini duyurdu, ancak fesih bildirisindeki Lozan ve Sevr anlaşmalarına yönelik ifadeler Türkiye’de büyük tepki topladı.

Terör örgütü PKK, 12. Kongresi’nde kendini feshettiğini duyurdu, ancak fesih bildirisindeki Lozan ve Sevr anlaşmalarına yönelik ifadeler Türkiye’de büyük tepki topladı. Bildiride, “Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’nın Kürt inkâr ve imha siyasetine yol açtığı” iddiası, uzmanlar ve siyasiler tarafından “provokatif” bulundu. TBMM ve ana muhalefet partisi CHP’ye atıflar dikkat çekerken, silah bırakma süreci ve PKK’nın uzantılarıyla ilgili sorular gündemde. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’nin yapacağı açıklamalar merakla bekleniyor. İşte bu tarihi gelişmenin detayları!

PKK’nın Fesih Kararı ve Tartışmalı Bildiri

PKK, 5-7 Mayıs 2025’te Irak’ın kuzeyinde düzenlenen 12. Kongresi’nde, 40 yıllık silahlı mücadelesine son vererek kendini feshettiğini açıkladı. Ancak, fesih bildirisindeki bazı ifadeler büyük tartışma yarattı. Bildiride, “Partimiz PKK, kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı doğdu,” denilerek, Lozan’ın Kürt halkına yönelik “soykırım ve asimilasyon” politikalarına zemin hazırladığı öne sürüldü. Ayrıca, “1921 Anayasası” ve “Ortak Vatan” vurgusu, Sevr Antlaşması’nın dolaylı olarak meşrulaştırıldığı algısını oluşturdu, bu da tepki çekti.

Emekli Tuğgeneral Dr. Özgür Tör, “19 Mayıs haftasına giriyoruz, Mustafa Kemal Atatürk’ün ulus devlet modelini mi bırakacağız? Lozan gibi şehitlerimizin kanıyla kazanılan bir antlaşmanın bu şekilde anılması hoş değil,” diyerek metni eleştirdi.

“Türkiye Bildiriyi Yok Hükmünde Saymalı”

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Naim Babüroğlu, bildirideki “soykırım” iddialarına sert çıktı: “Türkiye bu bildiriyi yok hükmünde saymazsa devlet özelliğini kaybeder. Lozan’ı reddetmek, Sevr’i ve 1921 Anayasası’nı savunmak, Cumhuriyetin temellerine saldırıdır. 10-15 yıl sonra uluslararası mahkemelerde ‘Kürt soykırımı’ davaları açılabilir, torunlarımız bununla uğraşır.” Babüroğlu, Sevr’in metinden çıkarılmış olabileceğini, ancak ima edildiğini savundu.

Sözcü Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, PKK’nın silah bırakma kararını “önemli bir adım” olarak nitelese de temkinliydi: “PKK, KCK’nin bir unsuru. YPG, PJAK gibi uzantılar ne olacak? Silah bırakma tek başına aldatmaca olabilir. 2002’de şehit sayımız 7’ye düşmüştü, ama AK Parti döneminde 3.327 vatandaşımız şehit oldu. Silahların kime teslim edildiği, hangi eylemlerde kullanıldığı örgütün kayıtlarında bellidir. Teslim süreci şeffaf olmalı.”

TBMM ve Muhalefete Çağrı

Bildiride, TBMM ve ana muhalefet partisi CHP’ye işaret edilerek, “Meclis tarihi sorumlulukla rolünü oynamalı. Hükümet, ana muhalefet ve tüm siyasi partiler, sivil toplum, basın, akademisyenler, sanatçılar barış sürecine katılmalı,” ifadeleri kullanıldı. Bu atıf, DEM Parti’nin TBMM’de oynadığı rolü güçlendirme çabası olarak yorumlandı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın Erdoğan’la görüşme talebi ve Beştepe’deki İmralı heyeti görüşmeleri, liderler düzeyinde yeni buluşmaların habercisi olabilir.

Silah Teslimi ve Uzantılar Soru İşareti

PKK’nın silah bırakma kararı, örgütün lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te “PKK silah bıraksın ve feshedilsin” çağrısına dayanıyor. Ancak, yaklaşık 5.000 savaşçının bulunduğu Irak’ın kuzeyindeki kamplar ve YPG, PJAK gibi uzantıların durumu belirsiz. Silah teslim sürecinin nasıl işleyeceği, hangi yasal çerçevenin uygulanacağı ve af ya da rehabilitasyon süreçlerinin nasıl şekilleneceği henüz net değil. Öztürk, geçmişte 8 kez çıkarılan pişmanlık yasalarının faydalı olduğunu, ancak teslim sürecinde şeffaflık gerektiğini vurguladı.

Siyasi ve Toplumsal Yankılar

Fesih kararı, Türkiye’de hem umut hem de şüpheyle karşılandı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “PKK’nın feshi ve silah bırakması Türk demokrasisini güçlendirir,” derken, DEM Parti, kongreyi “yeni bir başlangıç” olarak niteledi. Ancak, Lozan ve Sevr’e atıflar, X platformunda yoğun tepki çekti. Erdoğan’ın 12 Mayıs’taki Kabine Toplantısı’nda yapacağı açıklama ve Bahçeli ile olası görüşmesi, sürecin yönünü belirleyecek. CHP lideri Özgür Özel’in tutumu da merak konusu.

Lozan ve Sevr Tartışmaları

Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923’te TBMM temsilcileriyle İtilaf Devletleri arasında imzalanarak, Sevr’in yerine geçti ve Türkiye’nin bağımsızlığını tescilledi. Sevr, 1920’de Osmanlıya dayatılan, ancak TBMM’nin Kurtuluş Savaşı’yla yırtıp attığı bir taslaktı. PKK’nın Lozan’ı “Kürt inkarının temeli” olarak sunması, tarihsel gerçekleri çarpıttığı gerekçesiyle eleştirildi. Bildirideki “1921 Anayasası” vurgusu, Cumhuriyetin henüz kurulmadığı, ulus devlet ve laiklik ilkelerinin olmadığı bir dönemi işaret ederek tartışma yarattı.