Orta Doğu'nun nabzı: Husiler ve ABD anlaştı!

Umman Dışişleri Bakanlığı'nın arabuluculuğu ile ABD ve Husiler ateşkes konusunda anlaşmaya vardı.

7 Mayıs tarihinde Umman Dışişleri Bakanı Bedir el-Busaid, sosyal medya hesabından “Umman’ın, Yemen’in başkenti Sana'daki ilgili makamlar (Husiler) ve ABD ile gerginliği azaltma amacıyla gerçekleştirdiği son görüşmeler ve temasların ardından, çabalar iki taraf arasında bir ateşkes anlaşmasıyla sonuçlandı” bilgisini paylaştı. İran-ABD nükleer müzakerelerinin yapıldığın Umman’da, Husiler ile ABD anlaştı.

ABD Başkanı Donald Trump, Kanada Başbakanı Mark Carney'yi Beyaz Saray'da ağırladığı görüşmede, "Husiler artık savaşmak istemediklerini açıkladılar. Biz de buna saygı duyacağız ve onları bombalamayı durduracağız. Teslim oldular, artık gemileri havaya uçurmayacaklarını söylüyorlar" demişti. Yemen, son zamanlarda ABD tarafından sık sık bombalandı ve zaten hasarlı olan altyapı-üstyapı sistemleri büyük tahribata uğradı. Nitekim Yemen’den bir ateşkes talebi gelmesi oldukça makul. Ancak bunun tek taraflı bir “teslimiyet” olup olmadığı ise merak konusu.

"Önce Verilen Sözler Tutulsun"

Husi hükümetinin Yüksek Konseyi üyesi Muhammed Ali el-Husi bu konuya temkinli yaklaşarak Husilerin önce Trump'ın saldırıları durdurma sözlerinin yerine getirilip getirilmeyeceğini değerlendireceklerini söyledi. Nitekim aynı gece Yemen’de Sana Havaalimanı’na düzenlenen saldırılarda sadece İsrail savaş uçakları yer alıyordu. Sana Uluslararası Havalimanı, Yemen'e insani yardımların ulaştırılmasında da aktif rol oynuyordu. Söz konusu saldırıların bölgedeki insani krizin daha derinleşmesine yol açacağını söylemek yanlış olmaz.

7 Ekim 2023 tarihinde İsrail’in Filistin’e başlattığı kapsamlı saldırılar sadece iki ülke ile sınırlı değildi. Orta Doğu’yu adeta bir ateş çemberine çeviren saldırının fitili İsrail katliamlarıyla ateşlenmiş, bölge devletleri Gazze’de yapılan katliama sessiz kalmamıştı. Özellikle Husilerin kontrolündeki Yemen, Kızıldeniz’deki kıyı üstünlüğü sebebiyle buradan geçen İsrail ve ABD menşeli gemileri hedef alarak saldırılar düzenliyordu. ABD ve İsrail, “terörist” olarak tanımladığı Husileri havadan bombalayarak Yemen’de ciddi tahribatlar oluşturdu.

Kızıldeniz’de bir süredir devam eden gerginlik, ABD ekonomi politiğini ve gümrük vergileri gibi uygulamalarla ekonomiye daha fazla eğilen Trump’ın politikalarını bariz şekilde baltalayacak nitelikteydi. Göreve geldiğinden beri dışarıdan çok içeriye odaklanmak isteyen Donald Trump ise, Ukrayna’da sağlamaya çalıştığı ateşkes, İran ile nükleer gücün sınırlandırılması konusunda müzakereler, İsrail’e olan desteğin yavaş yavaş kırılması ve şimdi de Yemen ile sağlanan ateşkes ile bunu doğrulayacak birçok hamle yaptı.

İsrail “Şok”ta

Bir Al Jazeera muhabiri, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın “ateşkesin yalnızca Husilerin Yemen açıklarındaki gemilere yönelik saldırıları için geçerli olduğunu ve İsrail ile olan çatışmaları için geçerli olmadığını” söylediğini dile getirdi. Bu noktada ABD’nin Yemen’de daha fazla kaynak harcamak yerine ateşkesi desteklediği görülüyor. İsrail devlet televizyonu KAN'a konuşan İsrailli yetkililer ise, ABD Başkanı Donald Trump'ın Husileri bombalamayı durduracakları açıklamasının Tel Aviv yönetiminde "şok etkisi" yarattığını aktardı.

Husiler Kimdir?

Husiler, Yemen’de Zeydi Şii inancına dayalı Ensarullah hareketi olarak 1990’larda ortaya çıkan, Hüseyin Bedreddin el-Husi liderliğinde 2004’te hükümete karşı silahlı mücadele başlatan siyasi ve askeri bir örgüttür. Yemen’in kuzeybatısında, özellikle Saada bölgesinde güçlenen Husiler, 2011 Arap Baharı protestolarından sonra Ali Abdullah Salih rejiminin zayıflamasından faydalanarak 2014’te başkent Sana’yı ele geçirdi ve uluslararası tanınırlığı olan hükümete karşı kontrolü devraldı. On yılı aşkın bir süredir Yemen topraklarının önemli bir bölümünü kontrolü altında tutan ve Yemen milliyetçiliği ve anti-emperyalizm üzerine kurulan Husiler, İran’ın desteklediği “Direniş Ekseni”nin bir parçası olarak Hamas ve Lübnan Hizbullahı ile ittifak halindedir; ABD, İsrail ve Suudi Arabistan’ı başlıca düşmanları olarak görür ve Yemen’in kuzeyini, Kızıldeniz kıyılarını kapsayan geniş bir bölgede hakimiyetini sürdürmektedir.