Nadia Murad: Karanlık günlerden Nobel Barış Ödülü'ne!

Emek ve mücadelenin birleştiği noktada kadının sesi duyulmaya başlar. Maalesef günümüzde sesini duyuramayan çok fazla kadın var. 8 Mart kadınların değerini tüm dünyaya hatırlatan ve sessiz çığlıklara ses veren bir gün olarak 1977 yılından beri resmi olarak kutlanıyor.

Bu özel günde başarılı kadınları hatırlamak ve onları anlamak bütün dünyanın boynunun borcudur.

Irak’tan Nobel Barış Ödülü’ne Uzanılan Bir Hikâye

2018 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Nadia Murad, dünya kamuoyunun dikkatini terör örgütünün Ezidi topluluğuna karşı gerçekleştirdiği soykırım ve cinsel şiddet eylemlerine çekmeyi başaran cesur bir aktivisttir. 1993 yılında Irak’ta dünyaya gelen Murad, 2014 yılında örgütün Musul’u ele geçirmesi sırasında kaçırılarak esir alındı. Bir süre cinsel istismara ve işkenceye maruz kalan Murad, kaçmayı başararak Avrupa’ya sığındı.

Memleketinin Sesi Oldu

Nadia Murad, yaşadıklarını dünyaya duyurmak adına cesur bir şekilde kamuoyunun karşısına çıktı. “Son Kız” adlı kitabında Işıd’in Ezidi kadınlara uyguladığı şiddeti ve kendi kurtuluş mücadelesini anlattı. Bu çıkışıyla dünya genelinde önemli bir yankı uyandıran Murad, cinsel şiddetin savaş silahı olarak kullanılmasına karşı bir sembol haline geldi.

Uluslararası Destek ve Nobel Barış Ödülü

Murad’ın bu cesur adımları, Birleşmiş Milletler (İnsan Ticareti Mağdurlarının Onur Elçisi) tarafından resmîn tanınmasını ve farkındalık kampanyaları yürütmesini sağladı. 2018 yılında Denis Mukwege ile birlikte Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Nadia Murad, bu büyük başarısıyla ezilen halkların sesi oldu.

“Daha Fazla Sessiz Kalamam”

Nadia Murad, Nobel Barış Ödülü’nü aldığında yaptığı konuşmada şu sözleriyle dikkat çekmişti: “Ezidiler adalet bekliyor. Bu suçların faillerinin cezasını görmesi, topluluğumuza umut verecek.” Murad, cinsel şiddetle mücadele konusundaki çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.

Nadia Murad’ın hayat hikâyesi, insan hakları ve adalet uğruna verilen mücadelenin unutulmaz simgelerinden biri olarak tarihe geçti.

Nadia Murad’ın hayatı, yaşadığı acılara rağmen umudunu kaybetmeyen, kararlılığıyla zulme karşı dimdik duran bir kadının ilham verici mücadelesi olarak hafızalara kazındı. Onun cesareti, adalet arayışı ve insan hakları için verdiği mücadele, yalnızca kendi topluluğuna değil, dünyadaki tüm mazlumlara umut ışığı oldu. Nadia Murad’ın sesi, sessiz kalanların yankısı olmaya ve insanlığın vicdanını harekete geçirmeye devam ediyor.