Hakan Fidan NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılacak!

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 3-4 Nisan 2024 tarihlerinde Brüksel’de düzenlenecek NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılacak. Toplantı, yeni ABD yönetimi ve diğer müttefik ülkelerle ilk toplu istişareyi sağlayacak. Toplantı dört oturum halinde gerçekleştirilecek.

Kolektif Savunma ve Rusya-Ukrayna Savaşı Gündemde

Toplantının ilk oturumunda, NATO müttefiklerinin savunma harcamalarının artırılması, kolektif savunma ve savunma sanayii altyapılarının güçlendirilmesi gibi konular ele alınacak. Bakan Fidan, Türkiye’nin güçlü ordusu ve gelişmiş savunma sanayii altyapısının Avrupa güvenliğine olan katkılarını vurgulayacak. Ayrıca, NATO’nun güneydoğu kanadında kritik bir rol oynayan Türkiye’nin Avrupa güvenliğinin geleceğinde önemli bir aktör olduğu mesajını verecek.

Asya-Pasifik İşbirliği ve Avrupa-Atlantik Güvenliği

Toplantının ikinci oturumunda, NATO’nun Asya-Pasifik ortakları Avustralya, Güney Kore, Japonya ve Yeni Zelanda ile işbirliği fırsatları ele alınacak. Bakan Fidan, Avrupa-Atlantik ve Asya-Pasifik güvenliği arasındaki karşılıklı etkileri dile getirerek, bu bölgelerdeki işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtecek.

NATO-Ukrayna Konseyi ve Ukrayna’nın Desteklenmesi

Üçüncü oturumda, Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha ve AB Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın katılımıyla NATO-Ukrayna Konseyi yapılacak. Oturumda Ukrayna’nın acil ihtiyaçları ve savaşın sonlandırılmasına yönelik çabalar ele alınacak. Bakan Fidan, Türkiye’nin Ukrayna’nın bağımsızlığına verdiği desteği yineleyecek ve sürdürülebilir ateşkes için Türkiye’nin sunduğu katkılara dair görüşlerini paylaşacak.

AB’nin Savunma ve Güvenlik Girişimleri

Toplantının son gününde, AB Yüksek Temsilcisi Kallas, AB’nin güvenlik ve savunma alanındaki girişimleri hakkında bilgi verecek. Bakan Fidan, Türkiye’nin Avrupa güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve AB’nin savunma girişimlerine Türkiye’nin katılımının önemini vurgulayacak.

Toplantı, NATO’nun Avrupa-Atlantik güvenliğindeki rolünü pekiştirecek ve Türkiye’nin bu süreçteki stratejik katkılarını daha da belirginleştirecek.