Bugün, Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan, Rusya'nın üçüncü başkentidir. 2024'te de Rusya'nın en iyi şehri unvanına layık görülmüştür. 21. yüzyılın en önemli doğal kaynaklardan biri olan petrole sahiptir. Bu bölge bügün Rusya’nın toplam petrol çıkarlarının yüzde 7’sini içermektedir. Ancak bu bölgenin hazinesi yalnızca petrolden ibaret değil, Kazan’ın derinlerde sakladığı kıymetli bir hazinesi daha var...
Asırlık bir tarihe kucak açan Kazan Hanlığı’nda geçmişten beri yaşayan Tatar Türkleri hala yaşamlarını orada devam ettirmektedir. Kayıtlara göre, Hanlığın son kraliçesi Süyümbike, ekim 1552'de Kazan, Yavuz Ivan tarafından ele geçirildiği sırada devletin hazinelerinin Kaban Gölü’ne atılmasına dair emir veriyor. Kazan bilim adamı Khusain Amirkhanov'un “Volga Bulgarlar’ın Tarihı” kitabına göre, gölün ve şehrin bu yerde ortaya çıkışı, Volga Bulgar'ların Timur tarafından yıkılmasından sonra kendi topraklarını terk etmek zorunda kalan ve yerleşim yeri olarak göl kıyısını seçen aristokrat bir ailenin temsilcisi Kaban-bek'le ilişkilendiriliyor. Efsaneye göre, 1552’de Yavuz İvan'ın birlikleri şehre yaklaştığında han hazinesi gece gizlice gölün kuzey kesiminde saklanıyor. Bu sır, birçok nesil tarihçiye, arkeoloğa ve hazine avcısına huzur vermiyor. Birkaç ton ağırlığında hazine üç bölümden oluşuyordu: birincisi altın ve gümüş külçeler, değerli metal çubuklar; ikincisi altın ve gümüş paralar (Türk, Arap, Fars, Rus, Avrupa); üçüncüsü hazine (yüzükler, küpeler, mücevherler, kupalar, sürahiler, silahlar) ve o günden beri gölün derinliklerinde saklanıyor.
Hikaye’ye göre, hazineler şehrin kuşatmasından önce çıkarılıp saklanıyor ve yeri birkaç han yakınında biliniyordu. Bazıları ölmüş, diğerleri Kazan'dan kaçmıştı. Hazine’yi bulmak için, derenin kıyısına gitip bir ya da iki ok atımı kadar bir mesafe ölçenmelidir. Böylece bir gizli işaret bulunacaktır. Karşı kıyıda aynı işaret bulunarak hazine de ortaya çıkacaktır. 1912 yılında bir Amerikan şirketi, gölün dibini temizlemek için yerel yetkililere neredeyse ücretsiz olarak teklifte bulundu. Ancak Amerikalılar, buldukları her şeyin Kazan'ın herhangi bir müdahalesi olmadan Amerikalıların himayesi altında olması için antlaşma yapmak istedi. Teklif, Rusya Çarlığı tarafından reddedildi. Bir süre sonra Belçikalı bir şirket de aynı girişimde bulundu ama yine reddedildi. 1926'da Amerikalılar, Sovyet döneminde, göldeki hazineye ulaşmak için başka bir girişimde bulundular ama yine Kazan’a kabul ettiremediler.
Harita’ya göre, Kaban Gölü üç gölden oluşur: Orta, Orta ve Yukarı Kaban ve Bulak kanalları. Eski zamanlarda göl balıklarla, kıyı ise hayvan ve kuşlarla doluydu. Balık sayısı fazlasıyla Kazan’da ve Moskova'da satılıyordu. Su da çok temiz olduğu için içmek için kullanılıyordu. Göl, Kazan halkının en sevdiği dinlenme yeriydi, ancak zamanla göl kirlenerek balıkları da kayboldu. Kıyıda bulunan yerel işletmelerin kötü arıtma tesisleri de geri kalanını tamamladı.1980'li yılların başında gölün dibi temizlenerek balıklarla yeniden canlandı. Bügün gölde balıkçılar oturuyor, Kamal Tiyatrosu yakınlarındaki Tiyatro Meydanı'nda tatil ve festivaller düzenleniyor.
Han hazinelerinin miktarı hala bilinmiyor ve bu durum Rus bilim adamlarının oldukça ilgisini çekiyor. 1980'den bu yana devlet birkaç kez arama girişiminde bulundu ve çok ağır bir fıçıyı dipten çıkarmaya çalıştı ancak taşıma girişiminde başarısız oldu. Şimdi akılları kurcalayan bir kaç soru var: Tataristan bu hazineyi gerçekten bulabilecek mi ve bulursa, Rusya’nın hazinesini ne kadar zenginleştirebilecek? Bu soruların cevabı da hazine kadar eşsiz bir gizem ve değer kazandı…