Elektrikli otomobiller gerçekten çevreci mi? Araştırma şaşırttı

Auckland Üniversitesi ve Xiamen Üniversitesi tarafından yürütülen uluslararası bir araştırma, elektrikli araçların çevre üzerindeki etkisinin her zaman olumlu olmadığını ortaya koydu. Science Daily’de yayımlanan çalışmada, 15 yıllık süreçte 26 ülkenin verileri incelendi. Araştırmacılar, elektrikli araçların çevre dostu olabilmesi için sadece aracın değil, kullanılan elektrik kaynağının da temiz olması gerektiğini belirtti.

Çalışmada yer alan bilim insanı Steven Poletti, “Elektrikli arabalar sadece temiz enerjiyle ilgilidir. Tek tip bir çözüm değildir,” diyerek bu araçların faydasının, bağlı oldukları enerji altyapısına göre değişebileceğini vurguladı. Fosil yakıtla çalışan santrallerin yoğun olduğu ülkelerde, elektrikli araçların benzinli araçlardan daha fazla çevresel zarar verebileceği tespit edildi.

Araştırmaya göre, elektrikli araçların gerçekten emisyon azaltıcı etki sağlaması için şebekede kullanılan elektriğin en az %50’sinin yenilenebilir kaynaklardan gelmesi gerekiyor. Rüzgâr, güneş ve hidroelektrik gibi kaynakların payı düşükse, bu araçların karbon ayak izi tahminlerin ötesinde olabiliyor.

Bu kriteri karşılayan ülkeler arasında Yeni Zelanda öne çıkıyor. Ülkede elektriğin %80’i yeşil kaynaklardan elde ediliyor. Ancak küresel ortalama hâlâ %30 seviyelerinde. Bu nedenle dünya genelinde elektrikli otomobillerin çevreci yönü tartışmalı kalıyor.

Çalışmada, elektrikli araçların akü üretim süreci de ayrı bir sorun olarak öne çıktı. Bu üretim aşamasında fosil yakıtlarla sağlanan enerji kullanıldığında, araç henüz yola çıkmadan yüksek karbon emisyonu yaratabiliyor. “Yeşil” olarak tanıtılan bir aracın, kirli elektrikle beslendiğinde çevresel avantajı ortadan kalkabiliyor.

Araştırmanın sonuç kısmında, çözümün sadece araçları dönüştürmekle sınırlı olmadığını vurgulayan bilim insanları, şu ifadelere yer verdi:
“Sadece elektrikli otomobillere değil, enerji reformuna da ihtiyaç var; yenilenebilir kaynakların artırılması, elektrik şebekelerinin modernizasyonu, akıllı şehir planlaması ve sürekli depolama sistemlerinin tanıtılması,” gerektiğini belirtti.