İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali, gözaltına alınması ve tutuklanması uluslararası basında da yankı buldu. Bu süreçle ilgili gelişmeleri paylaşan önemli medya organlarından biri The Economist'ti. Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, The Economist için bir makale yazdı. Saraçhane buluşmalarında halka hitap eden Dilek İmamoğlu, yazısında "Ekrem'in davası artık daha büyük bir şeyin sembolü" ifadesini kullandı.
Dilek Kaya İmamoğlu, İstanbul'da önemli birçok sosyal projelerde yer alan bir isim. Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından ise yaptığı konuşmalar geniş bir kesim tarafından takip ediliyor. Saraçhane'den milyonlara hitap eden Dilek İmamoğlu, "Bu haksız tutuklamanın milyonlar üzerindeki etkisini henüz kavrayamıyorlar ama zamanla anlayacaklar." şeklinde konuştu. Ekrem İmamoğlu'nun artık 'milletin haysiyet mücadelesinin bir sembolü' haline geldiğini ifade etti.
Yabancı Basına Konuştu
Dilek Kaya İmamoğlu, son olarak İngiltere merkezli The Economist dergisinde bir makale yazdı. Bu yazı, "Ekrem İmamoğlu'nun eşi, İmamoğlu'nun tutuklanmasının bir belediye başkanını nasıl harekete geçirdiğini anlatıyor" başlığıyla yayımlandı.
İmamoğlu: "Recep Tayyip Erdoğan, bir cumhurbaşkanı adayını hapse atarak demokrasiyi yenemez."
Dilek İmamoğlu, ele aldığı yazıda demokrasinin, bir cumhurbaşkanı adayının hapse atılmasıyla sürdürülemeyeceğini vurguladı. Yazısına, İBB başkanı olma süreciyle başlayan Dilek İmamoğlu, Türkiye'nin mevcut ekonomik krizi, hukukun üstünlüğündeki çöküşü, Ekrem İmamoğlu'na yönelik baskıları ve İmamoğlu’nun tutuklanmasının halkı nasıl harekete geçirdiğine değindi.
İmamoğlu, İBB Başkanının gözaltına alınmasının Türkiye'de büyük bir üzüntü ve öfkeye sebep olduğunu ifade ederek, uzun bir süredir baskılara maruz kalan İmamoğlu’nun son aylarda bu baskıların daha da arttığını söyledi. Dilek İmamoğlu, “İmamoğlu’nun adaylığını engellemek için önce itibarsızlaştırma kampanyaları düzenlendi, ardından hukuki engeller devreye sokuldu" dedi.
Eşinin tutuklanmasının ardından Türkiye'de yaşananları şöyle anlattı:
'Ekrem'in tutuklanması ve görevden uzaklaştırılması, onu ve halkı sindirmeyi amaçlıyordu. Bunun yerine, Türkiye'nin dört bir yanındaki insanları harekete geçirdiler. İllere ve siyasi ayrımlara bakılmaksızın, yaşı, geçmişi veya cinsiyeti ne olursa olsun, milyonlarca kişi bu anı ülkenin demokrasisi için bir kırılma noktası olarak görüyor. Ekrem'in davası artık daha büyük bir şeyin, hukukun üstünlüğünün çöküşünün, ifade özgürlüğü alanının daralmasının ve yönetenler ile oylarının geçersiz kılındığını düşünenler arasında büyüyen ayrışmanın sembolü olarak duruyor.'