İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Şimşek, deprem gibi travmatik olayların ardından bazı çocuklarda duygusal ve davranışsal gerilemelerin gözlemlenebileceğini, ancak bu durumun geçici olduğunu ifade etti. Üniversitenin yaptığı açıklamaya göre, 23 Nisan’da Marmara Denizi Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan yetişkinler kadar çocukları da olumsuz etkiledi.
Prof. Dr. Zeynep Şimşek'in açıklamalarına göre, depremin çocuklar ve yetişkinlerde şiddetli korku ve kaygı gibi reaksiyonlara sebep olduğu belirtildi. Deprem sonrası insanların farklı tepkiler verdiğine dikkat çeken Şimşek, "Bazılarımız sabaha kadar dışarıda bekledi, bazıları şehri terk etti, kimileri ise ne yapacaklarını bilemeyerek sessiz duruma girdi." dedi.
Bu tür olaylardan sonra korku, öfke, suçluluk, çaresizlik gibi duygusal tepkilerin yanı sıra unutkanlık ve dikkat dağınıklığı gibi zihinsel, uyku sorunları, mide ya da baş ağrısı gibi bedensel, konuşmaktan kaçınma, ani irkilme ya da kişiler arası çatışmalar gibi davranışsal tepkilerin de ortaya çıkabileceğini ifade etti.
Şimşek, bu tepkilerin stres hormonundaki artış nedeniyle oluşan normal bir süreç olduğunu, sarsıntının şiddeti, süresi, bireyin yaşı, geçmiş deneyimleri ve çevresel faktörlerin bu tepkilerin süresi ve yoğunluğu üzerinde etkili olabileceğini vurguladı. Deprem sonrası yetişkinlerin hem kendi hem de çocuklarının ruhsal durumunu düzeltmenin zorlaşabileceğini söyleyen Şimşek, "Yetişkinlerin öncelikle kendi ruhsal ve fiziksel sağlıklarını korumaya odaklanmaları önemli. Basit nefes egzersizleri, kişiyi sakinleştirir ve enerji verir, bu sayede beden ve zihin rahatlamış olur." değerlendirmesinde bulundu.
"Alt ıslatma, yalnız yatamama, konuşmada zorluk gibi davranışlar ortaya çıkabilir"
Beynin ön bölümü henüz tam olarak gelişmemiş çocukların, bu süreçte yetişkinlerin yardımına ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Şimşek, "Bazı çocuklarda duygusal ve davranışsal gerilemeler gözlemlenebilir. Altını ıslatma, yalnız başına uyuyamama, konuşmada zorluk gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durumlar genellikle geçicidir. Ailelerin bu tür belirtilerin görülmesi durumunda kaygı duyması doğaldır." şeklinde değerlendirmelerde bulundu. Şimşek, depremin ardından çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanmasının ve onlarla birlikte hareket etmenin önemine dikkat çekerek, çocuklara uygun yaş seviyelerindeki oyunlar oynatarak destek olmanın faydalı olabileceğini belirtti.
Şimşek şöyle devam etti: "Balon şişirip oynamak nefes egzersizi sağlar. Top oynama, ip atlama gibi oyunlar fiziksel hareketi teşvik eder. Kuklalarla hikaye anlatmak, birlikte resim yapmak, tehlike avı oynayıp güvenli alan yaratmak, çocukların duygularını ifade etmesine yardımcı olur. Kahvaltı, oyun, meyve saati gibi düzenler, kaygıyı azaltır. Diğer çocuklarla vakit geçirmek, komşularla bir araya gelmek, hem çocuklara hem ebeveynlere iyi gelir. Uyku, beslenme, sevgi ve şefkat, bu dönemde hayati öneme sahip. Çocuğunuza sarılın, onun yanında olduğunuzu sözle ve davranışla hissettirin. Boyama, hamurla şekil yapma, öykü anlatma, spor gibi etkinliklerle duygularını ifade etmesine yardımcı olun."