Asya'dan Anadolu'ya... Bir gelenekten daha fazlası: Kırklama, Kırk Çıkarma Nedir?

Yeni doğan bir bebek, lohusa bir anne ve içi gül yaprakları, altınlar, çeşitli taşlar ve dualarla bezenmiş 40 tas su… Türk dünyasının kadim geleneği “Kırklama”, sadece kültürel bir ritüel değil; nazardan korunmanın, ruhsal arınmanın ve topluma dahil edilmenin simgesi. İşte tüm bilmeniz gerekenler...

Furkan ŞAHİN
Son Güncelleme: 19 Nis 2025 23:00
Yayınlanma: 19 Nis 2025 22:45
Okuma Süresi: 6 dakika 51 saniye
Asya'dan Anadolu'ya... Bir gelenekten daha fazlası: Kırklama, Kırk Çıkarma Nedir?
Haberi Paylaş

Doğumun ardından geçen ilk kırk gün, Türk topluluklarında sadece bir zaman dilimi değil; anneyle bebeğin görünmeyen dünyaya karşı korunmaya alındığı, inançla örülü kutsal bir eşiği simgeler.

Kırklama Nedir?

Doğumdan sonraki kırk gün…
Anne ve bebek için yalnızca zamanın ilerlediği bir süreç değil; aynı zamanda en kırılgan, en korunmasız dönemdir. Bu kırk günlük eşik, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda onları görünmeyen tehlikelere karşı savunmasız kılar. Nazardan, kötü enerjilerden ve halk arasında “kırk basması” olarak bilinen olumsuz etkilerden korunmaları gerektiğine inanılır.

Ve işte tam da bu yüzden, kırkıncı gün geldiğinde sıradan bir gün değil, kadim bir geleneğin can bulduğu özel bir törendir yaşanan: Kırklama.
Bu törende bebek, dualarla hazırlanan kırk tas suyla; içinde gül yaprakları, şifalı taşlar ve bereketin simgesi altınlarla yıkanır. Arınır, korunur ve dünyaya tam anlamıyla “merhaba” der.

Kırklama yalnızca Anadolu’nun köylerinde değil, Orta Asya’dan Balkanlara kadar uzanan geniş bir coğrafyada tüm Türk dünyasında hâlâ yaşatılan güçlü bir mirastır. Yüzyıllardır süren bir topluluk hafızasıdır bu: Anne yeniden toplumun bir parçası olur, bebek ise dualarla topluluğa katılır.

Kırk gün boyunca sessizce büyüyen hayat, o gün şefkatle kutsanır.

Peki, Kırk Basması Nedir?

Kırk basması, bebeğin ve lohusa annesinin doğumdan sonraki kırk günlük süreçte kötü ruhlardan kaynaklı rahatsızlanması, ateşli bir hastalığa yakalanmasına verilen addır. Anadolu’nun farklı bölgelerinde kırk basması yerine farklı tabirlerde kullanılır. Mesela benim memleketim olan Erzurum’da daha çok “Albastı, alması ya da Alkarısı” tabiri kullanılır, temelde özü, anlamı, işaret ettiği görünmeyen varlık aynıdır: kötücül bir varlık… İnanıştır ki, bu kötücül varlık o kırk günlük süreçte bebek ve annenin etrafında dolaşır, eğer ki bebek ve anne yalnız bırakılırsa onlara zarar verir. Aynı şekilde farklı bir inanıştır ki, aynı gün ya da aynı dönem doğum yapmış iki lohusa kadın ve bebekleri aynı evde barındırılmaz, bir bebeğin kırkının diğer bebeğe ağır basabileceği, bebeklerin zarar görebileceğine inanılır.

Kırklama, Kırk Uçurma Neden Önemli?

Bebek ve anne için o kırk günlük süreç sorunsuz şekilde bittiğinde bu bir törenle taçlandırılır. Bebek, içinde çeşitli şifalı taşlar, gül yaprakları, bolluk bereket getirmesi adına altın ya da altından yüzükler bulunan, dualar okunmuş kırk tas su ile yıkanır, temizlenir. Su ile bebeğin kırkından arındırıldığına, temizlendiğine inanılır. Lohusa anne ise artık topluluk içine dahil olabilecektir, kırk günlük inziva sona ermiştir, topluma yeniden dahil edilişin simgesidir o ritüel. Bir nevi bebek gibi, anne de yeniden doğmuş, bebeğinin getirdiği bolluk bereket ile yeniden topluma dahil olmuştur. Etraftaki kadınlar toplanır, dualar okunur, yemekler yenir, sohbetler edilir. Bebeğin getirmiş olduğu o bolluk bereketten gelen kadınlarda nasiplenir, o atmosferi yaşarlar. Kırklama bazı kesimler tarafından hurafe kabul edilse de aslında bizim özümüze ait kadim bir gelenek, uygulamadır.

Modern dünyanın devasa binaları içerisindeki betondan duvarları, hızlı akan zamanı ve bireyselliği yücelten yaşam tarzı, yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılan bu köklü geleneği sessizleştirmeye, ortadan kaldırmaya çalışsa da, kırklama hâlâ bazı evlerde bir umut gibi yaşatılıyor. Kalabalık şehirlerin gri sokaklarında, apartmanların yalıtılmış duvarları ardında, belki sadece birkaç kişiyle, belki biraz eksik ama aynı inançla…Çünkü kırklama, sadece bir bebeğin kırkını yıkamak değildir; aynı zamanda unutulmuş bir topluluk olma hâlinin, kadın dayanışmasının ve hayatın döngüsüne, doğaya duyulan derin saygının da ifadesidir. Anneyle bebeğin kırk gün sonra yeniden dünyaya karıştığı, yalnızlıklarının son bulduğu, evin kapısının dua, sohbet ve sevgiyle aralandığı bir eşiktir. Bu yüzden önemlidir, önemli olmaya da devam edecektir. Özünden kopmuş bir insan, dalından kopmuş bir yaprak gibi sadece rüzgarın götüreceği yöne doğru ilerler, bir müddet sonra da kurur. İşte, bu yüzdendir ki, atalardan aktarılanlara sırt çevirmemek, uygulamıyor olunsa da en azından ne gibi anlamlar taşıdıklarını bilmek gerek.

Kırklama Nasıl Yapılır?

Kırklama merasimi, ritüeli için şu şekilde yapılır şeklinde net bir tarif vermek doğru olmaz. Orta Asya’da bu uygulama köyün ulu kadınları tarafından yapılır, belirli dualar okunur. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde de yine aynı şekilde genellikle önem verilen, saygı duyulan kişiler tarafından yapılır. Aslında bu bile derin bir sembolik anlam taşır, uzun bir hayat yaşamış, görmüş geçirmiş, hayatın birçok zorluğunu tatmış birisi tarafından hayata yeni merhaba demiş bir bebek arındırılır. Bir tarafta bir hayat yaşamış, artık bir noktaya gelmiş birisi, diğer tarafta ise hayata yeni başlamış bir can, doğal bir döngü söz konusu.

Peki, Neden Kırk?

Türk kültüründe, mitolojisinde bazı sayılar derin anlamlar taşır arkasında, kırk sayısı da bunlardan birisidir. Mesela;

“Uygurca Oğuz Kağan destanında Oğuz kırk günde yürür, kırk günde konuşur, Muz (Kafkas) dağının etrafını kırk günde dolaşır, son verdiği şölende kırk kulaç yüksekliğinde direk diktirdiği gibi, şölen için kırk tane masa hazırlatır. Dede Korkut, Manas, Battal Gazi, Danişment ve diğer destanlarda ise kırk motifi, kahramanın etrafında bir kuvvet haline gelen kırk yoldaşı (alp) veya kırk ereni ifade eden bir kavramdır”  Bulgaristan İslimye İli Türk Halk Kültüründe “Kırklama” Geleneği – Arş.Gör. Selma ERGİN

Demem odur ki, kırk sayısı öz kültürümüze işlenmiş bir mozaik, kök salmış bu ağacın bir dalıdır. Neden önemlidir kısmına ise bu yazı da girdiğimiz taktirde işin içinden çıkamayız, siz deyin otuz ben diyeyim “kırk” sayfa yazı çıkar…

  • Bunu Beğenmedim%0
  • Ha-ha%0
  • Şaşırtıcı%0
  • Üzücü%0
  • Öfke Uyandırıyor%0

Görüşünüzü Yazın

Aklınızdan neler geçiyor?
İlk yorum yapan siz olun
ÜST
Paylaş
KİM KİMDİR?TARİHTE O AN