Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, CNN Türk ekranlarında Fulya Kalfa'nın sorularını yanıtladı. Bakan Işıkhan'ın açıklamaları özetle şöyle: Öncelikle tüm İstanbullulara ve dün de Kütahya sallandı biliyorsunuz, Kütahyalı kardeşlerime ve depremi hisseden tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun teklifimi iletmek istiyorum.

Belediyelerin 196 milyar TL borcu var

Sosyal güvenlik sistemimizin sürdürülürlüğü için bizim tek bir gelirimiz var. Bu gelir de işverenlerimizin ve kamu kurumlarımızdan tahsil ettiğimiz sigorta primleri. Ancak belediyeler 31 Mayıs seçimleri öncesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın defayeten ifade ettiği konu, prim borçlarının ödenmesi noktasındaki ifadesinden sonra inanın tüm belediyelerle yakın iletişime girdik. Biz burada da siyasi parti ayrımı gözetmeksizin tüm belediyelere eşit bir şekilde yaklaştığımızı ifade etmek istiyorum. Primleri düzenli bir şekilde ödeyen, çünkü işçilerimize ücretlerini ödedikten sonra prim borçlarının da mutlaka SGK yatırılması gerekiyor. Bu çerçevede aslında primlerin düzenini ödeyen tüm belediyelerimize, belediye başkanlarımıza da huzurlarınıza teşekkür etmek istiyorum. Çünkü sosyal güvenlik sistemimizin sürdürülürlüğü ve girdi ve çıktı düzenini elde edebilmemiz için bu primlere büyük ihtiyaç duyuyoruz. Ancak şunu fark ettik, bazı belediyelerin prim borçların nedeniyle daha fazla zorlandığını, borçlarını ödememe noktasında eylemlerde bulunduğunu gördük. Yani aslında en mantıklı yöntem belediye başkanlarının mali bir sorumluluğu da bulunmaktır. Mali sorumluluk gereği olarak da primlerin SGK'ya ödenmesi gerekiyor.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Papa Franciscus'un cenaze töreni için Vatikan'da
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Papa Franciscus'un cenaze töreni için Vatikan'da
İçeriği Görüntüle

Mart ayında geçen 2-3 ay öncesindeki programda 96 milyardı fakat şu an bu rakama 100 milyar daha faizle birlikte bir rakam eklendi. Bunun sürdürülemez olduğunu fark ettik ve belediyelerimize, belediye başkanlarımıza iletişime geçtik. Çünkü SGK olarak bizim temel amacımız iletişimi sağlamak ve prim borçları olduğunu, bu prim borçlarının ödenmesi noktasında kendilerini davet ettik. Birçok belediye bizimle iş birliğine girdik. Sizin sorunuzla ilgili olarak da 149 belediye toplamda 30 milyarlık prim borcunu ödemek üzere SGK'ya başvurmuştur. Bu süreçte belediyelerimize aslında şunu ifade ettik, prim borçlarını ister taksitlendirebilirler ya da üzerlerinde şerh ya da ipotek bulunmayan gayrimenkullerini de bize gösterebilirler ve teminat olarak gösterebilirler ve borçlarını yapılandırabiliyorduk.

Bizim amacımız burada siyasi parti ayrımı gözetmek için tüm belediyelere eşit ve adil bir şekilde yaklaşıyoruz. Benim buradaki en önemli derdim prim tahsilatını gerçekleştirmek. Benim için önemli değil ki A belediyesi, B belediyesi. Ayrıca bu yönde spekülasyonlar söz konusu oldu. Bunu da üzülerek takip ediyoruz. Biz bu çerçeve içerisinde de aşağı yukarı şu ana kadar SGK tarafından toplam tahsilat tutarımız 28.2 milyar tutarında.

Önceki dönemlerde var olan bir borç ödenmiyor. Belediye başkanları tarafından ödenmeme yönünde de bir niyet söz konusu. Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın o ifadesinden sonra tüm belediyeler, özellikle SGK'ya prim borcu olan belediyeler bizimle iletişime geçiyor. Şu an 28.2 milyar lira tahsilat gerçekleşti.

Özellikle ilaçların geri ödeme sisteminde sağladığımız ve vatandaşlarımıza sosyal güvenlik çatısı altında sunmuş olduğumuz sağlık hizmetlerinin ve diğer giderlerinin karşılanmasına bu rakamın ne kadar önemli olduğunu da tekrar vurgulamak istiyorum. Özellikle tabii Kasım ayında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlandı. Bu çerçeve içerisinde de belediye şirketlerinin SGK'ya olan prim borçlarını da kaynağında tahsil etme yöntemine başvurdu. Online kamu tahsilat sistemiyle genel bütçe paylarından SGK'ya olan borçları tahsil edilebiliyor. Bu da bizim için devrim niteliğinde bir kararnamedir. Artık belediye başkanlarımıza, belediye yönetimlerine gerek kalmadan biz bu primlerini, sosyal güvenlik primlerini tıpkı belediyelerde olduğu gibi belediye şirketlerinden de tahsil edebiliyoruz.

Oran gittikçe düşüyor

Şu an aslında bir çalışan 1.61 kişinin maaşını ödeyecek pozisyonda. Bu rakam 2009'da yaklaşık 2.5 çalışana emekliye denk geliyordu. Bir çalışan 2.5 emeklilik aylığını ödeyecek düzeyde. Bu oran gittikçe düşüyor. Biz de bunu fark ettik bu süreç içerisinde ve istihdam politikalarımızı aktif hale getirdik. Çünkü bu dengeyi sağlıklı bir şekilde işletebilmek için de istihdamı geliştirme dışında, işsizliği düşürme noktasında başka alternatifimiz yok. Uyguladığımız aktif sistem politikalarıyla aktüeryal dengeyi yine dengelemeye gayret ediyoruz. Bunda da başarılı olduğumuzu ifade etmek isterim.